mim etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
mim etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

24 Aralık 2009 Perşembe

Mim, 2010 ne getirsin?



Sevgili Volkan beni mimlemiş. Mimin konusu 2010 ve kendisinden beklediklerimiz. Öncelikli olarak lütfen her sene yapılan, geçmiş yılın yaşlı adam, yeni yılın bebek/genç olarak gösterilmesi klişesi bitsin, kusturdunuz resmen. Neyse isteklerime geçeyim

-Sağlık olmadan ne getirse boş, 2010'dan öncelikle Hesionka'ma, tüm sevdiklerime, tanıdıklarıma, sizlere ve kendime sağlıklı bir yaşam diliyorum.

-Kız veya erkek farketmez, sağlıklı bir çocuk diliyorum.

-Playstation 3 oyunları ucuzlasın istiyorum.

-Diablo 3 çıksın istiyorum.

-Biraz erken olabilir ama, kaçmayı planladığımız kuzey ülkelerinden birine yerleşmiş olmayı istiyorum.

-Daha az curse yemek istiyorum. Kim atıyo bu curseleri anlamıyorum.

-Precious'a yeni lens/lensler istiyorum.

-Blizzard yeni MMORPG'si ve Warcraft filmi artık ortaya çıksın istiyorum.

-Böyle dünyayı şok edecek bir olay olsun istiyorum, nebiliyim, farklı bir gezegende hayat bulunsun, ışık hızına erişilsin, dünyayı uzaylılar bassın, gelecekten CERN deneyini gerçekten sabote edecek olan insanlar gelsin hehehu.

Çok şükür istek listem çok kalabalık değil :D.
Peki bu mim kime gitsin? Sizi seçtimmm Griffith, Aydedeye Havlayan, dOOrstePPing. Mecburi değildir, isteyen cevaplar ^_^

21 Ağustos 2009 Cuma

Ödülümü alnımın akıyla aldım.

Sevgili eşim Hesionka torpil geçip bana bir blog ödülü vermiş. Adet üzerine bu ödülü sayfama koyup kendimle ilgili 7 ilginç şey yazmam gerekiyormuş. Bir nevi mim aslında.


Ödül de pek bir allı güllü, güllaç ambalajı gibi mübarek.

Kendimle ilgili 7 enteresan şey;

1. Küçükken kalemi sol elimle tutarmışım, annem de kalemi alıp hep sağ elime verirmiş. Sonuç olarak yazım baya bir enteresan oldu. Bir yaptığım harfin aynısını bir daha yapamıyorum. Her harfim unique yani :)

2. Askerden önce 2001-2002 senesinde bir çizgifilm şirketinde çalıştım. Çok eğlenceliydi ama daha sonra Türkiye'de bu işi yapmanın zor olacağını düşünerek bıraktım.

3. Amerika, Avustralya, Avusturya, Almanya, Brezilya, Güney Afrika, Hırvatistan, İran, İngiltere, İrlanda, İskoçya, Kazakistan, Slovenya, Tunus, Tayland, Ukrayna ülkelerinde tatil veya iş amaçlı bulundum.

4. Gece uyurken Hesionka'yı arada bir yaptığım saçmalıklarla uyandırıyorum(En çok durduk yerde uykumda gülme, daha sonra konuşma ve bir sürü saçmalıklar yapıyorum. Uyurgezerliğin sınırlarındayım. Dün akşam kafamı kaldırarak NE?diye Hesiye seslendim. Yüzüme bakakaldı, hemen anladım, rüyamda birşey diyordu bende cevap veriyordum, birden gerçek hayata kaymışım rüya aleminden:D

5. İki kez Amerika'ya gittim ve ikisinde de bahtsız bedevi misali hortuma yakalandım. Sığınağa saklanmalı filan hem de:)

6. 3D animatör olmak isterken yurtdışı satış temsilcisi oldum.

7. Askerde turizm jandarmasıydım. Ama turizme yönelik katkım, karakoldan denize girenleri seyredip dışarı çıkamamanın etkisiyle sıkılıp patlamak oldu.

Ben de ödülü sevgili mit, Judy Abbott, Aphraell, gn hanım, nora 'ya yolluyorum. İsteyen alır, yok kalsın güllaç poşeti diyen almaz:D Bana niye yollamadın diye sitem edene de boşver yaw daha güzelini alacağım sana derim.

18 Ağustos 2009 Salı

Mim(Man in midnightblue)

Sevgili Aphraell beni mimlemiş. Mimlemeyeni mimlerler diyerek de hafif sitemli bir mesaj atmış;) Bir sonraki mim direk size o zaman Aphraell hanım:)

Kendimi meşhurlarla yapılan röportajlarda gibi hissediyorum sürekli benle ilgili sorulara cevap veriyorum mimlerde heheh. Yakında MTV'deki gibi evimi gezdireceğim, "that's my LCD, DVDs, I chill around here" (Her evde de aynı şeyi anlatıyorlar, be adam herkeste var dvd, Lcd mayıştan haber ver sen)

Bloguna neden bu adı verdin?

Fantastik dünyaları seviyorum, bu dünyada olmaktansa o dünyalarda yaşıyor olmayı yeğlerdim. Tabi Hesionka'da benimle beraber olacaksa:)Ayrıca yeğenim Semih ne zaman bize gelse ağabeyim ve benim bitmek tükenmek bilmeyen, oyun, çizgifilm, anime, çizgi roman arşivlerimize bakarak, Loreathan ve Cem'in fantastik dünyası derdi. Biraz da oradan kaldı.

Blog yazarken star tribiyle istediğin, olmazsa olmaz şeyler var mı?

Genelde blog yazarken sırtıma masaj yapan Ukrayna'lı bayan yardımcılarım oluyor, yoksa sırtım tutulur neme lazım ehu, yok yahu blog yazarken ne tribine gireceğim:)

En son satın aldığın " garip" şey?

Hmm, Hesi'de yazmış, tatile gitmeden yere atınca otomatik açılan tek kişilik plaj gölgeliği almıştım. Onun dışında Sincozz alacaktım da almadım vazgeçtim.

Şeker gibi bir insan olduğun anlar?

Evde dötümü yaymış bilgisayar oynarken veya diğer hobilerimi yaparken, haftasonu mutfakta kahvalti edip dergi okurken.

"Arkadaşım sormayın artık şunları !" dediklerin?

Dövmende ne yazıyor?
Kafandaki kızarıklıklar nedir?
E hiç yanmamışsın?
Kilo mu aldın?

"Seks"in sendeki rengi?

Kırmızı, siyah.

Aynaya baktığında gördüğün?

2 kocaman göz. Hesi der hep "Bu kadar göz olmaz Lorecim?" diye ama kendisi de öyle ki:D

"Kendini okutan blog" dediğin?

Kendini okutan blog, nazar değmiş olan blogdur, gider kendini bir hocaya okutur öff ne dedim yaa.
Reklamlara boğulmamış,
Beni çeken konulara sahip,
Türkçe'si mümkün mertebe düzgün(Ashkhitom, nhaber yha khızım gibi olmasın aman diyim), Küçücük fontlarla yazılmamış olmalı,
Her tarafından jelibon resimler, bebek resimleri, çiçek börtü böcek, komik olduğu sanılan gifler fırlamamalı,
Bunalım olmamalı(ya çok bunalımlar var, simsiyah background, garip gurup şiirler)
Döt acısı olan aşık tarafından yazılmış ve tamamen terkeden kişiye adanmış blog olmamalı.(Aman bunlar şiirler düzer, anlatırda anlatır, kelime oyunları bir takım tek cümleli başlıklar "Sen şöle böle acıdan bile çok acıttın" filan ama gerisi yok cümlenin üç nokta var sadece.

Herneyse bu tarz blogları ben okumam ama sevenleri de var, kendime göre söyledim.

Bu blog sahibi/sahibesiyle karşılaşabileceğimiz mekanlar?

Wagamama, Fang Fang(direk restorantlarla girdik millet de obez sanacak), Bağdat Caddesi, Istiklal Caddesi, Maltepe Carrefour(sineması en yakın bu var), Go mongo, Bağdat caddesi DNR'ları, Polenezköy Greenpark. Dragos sahil.

Bu mim Şizofren peri, Hera, Shenem, Bugra ' ya gitsin:)Ya mim için söz veripte unuttuğum biri varsa hatırlatsın lütfen onu da ekliyim.

17 Ağustos 2009 Pazartesi

Mim aka(Mighty internet mouse)

Yine mimlenmişiz iyi mi:) ve yine sevgili mit mimlemiş.

En sevdiğim film?

Çok zor bir soru, hayranı olduğum o kadar çok film varki. Ama aklıma ilk gelen Yüzüklerin Efendisi serisi diyebilirim. Filmin çekimlerine başlanması aşamasından, adım adım sitesinde yayınlanan prodüksiyon haberlerine kadar(ki bu bugün atları eğitimi başladı filan gibi ufak haberler bile olsa) takip edip, sinemada izlemeye başladığımda heyecandan ne yapacağımı şaşırdığım bir seriydi. Kitapları önceden okumuştum ve filmler herşeyi aynen hayal ettiğim gibi yansıttı, bu yüzden de hoşuma gitmiş olabilir. Bu arada Arwen'in hastasıyız ehu:)


E
n sevdiğiniz yönetmen?

Guy Ritchie

En sevdiğiniz kitap?

Yüzüklerin efendisi serisi. Birkaç isim daha sayabilecek olsam herhalde Melekler ve Şeytanlar, Harry Potter serisi ve Warcraft evreni ile ilgili çıkmış olan serilerden, Son Bekçi, Arthas Rise of The Lich King derdim.

En sevdiğiniz ressam?

En sevdiğim değil belki ama, yinede sevdiklerim arasındaki John Howe Bunun dışında deviantart'ta çizimlerine hayran olduğum onlarca insan var.



En sevdiğiniz resim?

Şu resme bayılıyorum. Bir rüyadan kalan anıyı hatırlamak gibi hissettiriyor.

En sevdiğiniz fotoğraf?

Atina'dayken kendi çektiğim(reklama gel) şu aşağıdaki fotoğraf.



Ve ruh hastası düşünce tarzımla, önümdeki arabanın arkasında diğer eşyalarla beraber sıkıştırılmış kutunun, bağırıyor, yardım istiyor gibi gözüken ifadesini gösteren, ultra kötü kalitede cep telefonu çekimim. Çalışmanın adı Silent Scream, yersen. Benden sanatçı olur arkadaş. Tesis yok, makine olsa neler çekerim ben.


YARDIMMM EDİİİNNN!!!!!!

Evettt sıra mimlemeye geldi:D. Seni seçtim nora, Hesionka, Sycorox, Style by T

13 Ağustos 2009 Perşembe

Another mim bites the dust

Bu mimlere başlık bulmakta zorlanıyorum, ilk aklıma bu geldi yazdım:)
Sevgili gn Hanım beni mimlemiş. Hiç mim almıyorum derken iki gün üstüste geldi mimler.

Gelelim mim'deki sorulara

Hangi şehirde yaşıyorsun?

İstanbul'da yaşamaya çalışıyorum

Mesleğin?

Azeroth'da savaşçı, dünyada yurt dışı satış temsilcisi.

Blog yazmaya başlama kararını nasıl aldın?

Önceden bana gereksiz geliyordu, sonra baktım duygularımı, düşüncelerimi, sevdiklerimi yazarak paylaşmak çok zevkli, ben de açayim bir tane dedim. İlk blogumu livejournal'da İngilizce olarak açtım ama sonra onu bırakıp Türkçe olarak blogger'dan devam ettim.

Ne kadar süredir blog yazıyorsun?

Bu blog için Şubat 2009'dan beridir diyebilirim. Livejournalda olan daha eski ama ne zaman açtım hatırlayamıyorum.

Blogunu hangi sıklıkla ziyaret edersin?

Valla tarayıcıda bir sekmede sürekli açık duruyor. Her gün diyebiliriz. Yorumları okumayı seviyorum ama genelde az yorum yapan oluyor. Daha çok yorum lütfen hehe:D

Pc açıldığında blogunu açmak kaçıncı sıradaki iştir?

Genelde gmail'den kontrol edip yorum varsa blogu açıyorum.

Başka bir blog sayfasında görüp aldığın birşey ya da gittiğin bir yer oldu mu?

Hmmm, görüpte gittiğim değil de, merak edip araştırdığım mekanlar ile ilgili hakkında bilgi bulduğum bloglar oldu.

Bloğunda hangi konulardan bahsetmek seni mutlu eder?

Genelde hoşlandığım konular olan oyun dünyası ve World of Warcraft, Anime, sinema ile ilgili konular, yaşadığım komik olaylar veya eleştirmek istediğim konular.

Bloglarda gördüğün diğer blog arkadaşlarını eklemekte seni cezbeden ne olur?

Yazdıkları konuların ilgimi çekmesi öncelikli etken. Bunun dışında beni izleyenleri de genelde izliyorum

Blog aracılığıyla para kazanma fikrine nasıl bakıyorsunuz?

Free cheese is found only in mousetraps. Bloglardaki reklamlardan hiç hoşlanmıyorum ve kendi bloguma da koymayı düşünmüyorum.

Blog arkadaşlarınla buluşma, biraraya gelme fikrine ne dersin?

Olabilir neden olmasın.

Bu soruları kimler cevaplasın?

Öncelikle beni dün mimleyen mit, Allegra'nde, Dynun, Eskiyleyeni, Missipipi

12 Ağustos 2009 Çarşamba

Mim(my insane moments...uydur)

Blogumun sıkı takipçilerinden sevgili mit beni mimlemiş.

İlk konu "Asla vazgeçemediklerimiz"

Öncelikle hayatımın anlamı ve asla vazgeçemeyeceğim ilk şey tatlı eşim Hesionka

Daha ilkokula başlamadan bilgisayar ve konsol oyunları ile haşır neşirdim. Atari 800XL, Commodore 64, Amiga 500, Amiga 500+, Playstation 1, Playstation 2, PSP ve 2 senede bir yenilenen bilgisayarlar ile tam bir oyun canavarıyım. Evet sanırım oyunlardan da asla vazgeçemem.

1996'dan beri internet kullanıcısıyım. Artık internetsiz kalınca hayatla olan bağlarımdan biri kopmuş gibi hissediyorum. Tatildeyken "Oh be bilgisayarsız, internetsiz ortam kafam rahat" diye takılırken, son gün otelden ayrılmadan PSP ve Iphone ile deli gibi internete bağlanmaya çalışmamdan anlaşılacağı üzere, internette asla vazgeçemediklerim arasına girmiş.

World of Warcraft'tan vazgeçemiyorum, zaman zaman ara versemde, tekrar oyuna dönüyorum. Sanırım gerçek dünyadan kopup sanal bir alemde yaşamak ara sıra iyi geliyor. Aslında bu asla vazgeçemeyeceğim anlamına gelmiyor, ama şu ara vazgeçemediklerim arasında denilebilir.

Blog yazmak da vazgeçemediklerim arasında listeye yeni girenlerden. Gerçekten insanlarla düşüncelerimi, sevdiklerimi, güldüklerimi paylaşmak ve onların da fikirlerini almak çok hoşuma gidiyor.

İkinci konu "Kişisel Sorular"

"Neden Blog Yazarsınız"

"Ya millet niye blog yazıyor, ne gerek var" diye konuşan biriyken, önce livejournal'dan sonra blogger'dan iki farklı blog açarak blog canavarına dönüşen bendeniz, hemen yukarıda bu sorunun cevabını vermiştim. İnsanlarla düşüncelerimi, sevdiklerimi, güldüklerimi paylaşmak ve onların da fikirlerini almak çok hoşuma gidiyor.

"Son zamanlarda hiç vakit ayıramadığınız bir uğraş?"

Dün de yazdığım üzere ben bir Slacker'ım. Yapmak istediğim çok şey oluyor ama bunlar arasında kaybolup gidiyorum ve sonuçta hiçbirini yapmamış oluyorum. Resim çizmeyi severdim, seviyorum hala ama en son bir ay önce gaza gelip birşey çizdim, sonra yine boşladım. İşten eve dönünce ne yapacağımı bilemiyorum, film mi izlesem, oyun mu oynasam, resim mi çizsem filan derken genelde resim çizmek sonuncu opsiyon oluyor be hep eleniyor.

"Şu an için imkanınız olsa gerçekleştireceğiniz hayaliniz?"

Genelde bir çok kişi buna dünyayı gezmek olarak cevap vermiş. Ben işim gereği sürekli farklı ülkelere gidiyorum bu yüzden benim hayalim bu değil. Ben herhalde yurtdışında bir okuldan güzel sanatlar fakültesi mezunu olup bir illüstratör veya 3D animatör olmak isterdim.

"Hayatınızda iyi ki yapmışım dediğiniz üç şey?"

Hesionka ile evlenmiş olmak

Üniversite okumuş olmak

Blog yazmaya başlamış olmak

"Mutfakta en sevdiğiniz uğraş nedir?"

Mutfakta en sevdiğim uğraş, Pazar kahvaltisi yemek ve Sponge Bob izlemektir hehe:D

"En sevdiğiniz üç yemek?"

Köfte patates

Sosis Patates

Patatesli Patates lol:D

"Giyim konusunda abarttığınız eşya?"

Nasıl yani?Tshirtü 5 beden büyük giymek filan mı?Nasıl abartacağım:D?

"Çocuklarınıza nasıl hitap edersiniz?"

Çocuğum yok henüz olunca ismi ile hitap ederim herhalde. Onun dışında "tostos, zuzu" gibi şeyler de söylerim herhalde:)

"Sizi anlatan bir resim"



Evettt son olarak bu iki konu ile ilgili mimlediklerim. SENI SEÇTİMM Hesionka, * ஐ * : ) STİL DİREKTÖRÜ ( : * ஐ * , Sibelinsu, La Santa Roja

7 Mayıs 2009 Perşembe

Missed in Mansion(aka Mim)


Sevgili eşim Hesionka beni mimlemiş. Neyseki önceden araştırmasını yapmıştım nedir ne değildir bu mim diye. Ya aratıyorsun herşeyi bilen google'da, çıkan sonuçlar işte yok "Blog yazarlarının kendi arasında oynadığı bir oyun", yok şöyle böyle, e kardeşim oyunda nedir bu oyun, kuralları ne?Sonra anladım ki ebeleme gibi birşey bu, hem de tanıdık blogcuları diğer blogculara tanıtmak amaçlı gibi birşeymiş. Bir nevi saadet zinciri, pek bir mutlu mesut oluyor insanlar mimlenince, bazısı artık baymış da olabiliyor tabi.

Yıllar yılı blog olayına "Ne gerek var ki" diye yaklaşan ve sonra blog canavarı olan ben, tabiki mimi de öğrenmekte biraz geç kaldım.

Neyse mimin konusu "Hayal Listesi". Şöyle bi mutasyon ilacı bulsalar X-Man olsam filan gibi hayallerim de var ama listeye daha mümkün olabilecekleri yazmaya karar verdim. *Sıralama önem sırasına göre değildir

Haybeye kira vermekten kurtulup ev sahibi olmak.

Yaklaşık 4 senedir peşimizi bırakmayan talihsizlikler serisinin bir anda kesilmesi ve geri gelmemek üzere hayatımızdan çıkması. Defolması, xtirip gitmesi hatta, Şanssız hayat raus!!

Sağlıklı bir çocuk sahibi olmak.

Japonya'ya gitmek, Akihabara'da çılgınca alışveriş etmek.

Sürekli daldan dala atladığım heveslerimden birinin peşinden gidip hakkı ile yapmak(3D animasyon, bilgisayarda müzik, Dijital Painting, fotoğrafçılık v.b)

Herşeyin başı sağlık ve bunu defalarca anladım hayatım boyunca, ama parada istiyorum olm, çok düşünmeden harciyim istiyorum:D Hem para varsa birçok hayali gerçekleştirmek daha kolay olur.

Alienware full+full(hastasıyım bu tabirin, fullse artık taşar yani)bir bilgisayar ve bolca boş zaman.

Deniz kenarında veya orman içinde, tatiller için bize ait bir kaçış noktası...

Düşündüm de hepimizin olduğu gibi benimde hayal listem ∞ sonsuz. Bu yüzden fazla uzatmaya gerek yok, ilk aklıma gelenler yukarıdakilerdi. Şimdi mimleme sanatına geldi sıra,

Seni seçtimmm!!!

 
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...