25 Ekim 2009 Pazar

Tema değişikliği

Wow'u bıraktık ama hala temada Ice Crown Citadel filan olunca, "E hani bırakmıştın?" filan diyenler oluyordu, hem de değişiklik olsun diye sevgili eşim Hesionka'nın da yardımlarıyla temamı değiştirdim. Emeğe saygı aeuhueah.

Yeni temada görseller Diablo 3'ten.

23 Ekim 2009 Cuma

Ninja Assasin

Güzel filme benziyor, saf aksiyon, ninja, katanaydı, yıldızdı bayağı bir ilgimi çekti.



Şimdi farkettim ki aslında bu filmin benim ilgimi çekmesi biraz da çocukluğumdan kaynaklanıyor. Ne çok severdim ninjalı filmleri. Değirmendere'de otururken, yaz tatillerinde apartmanın altındaki videocudan her gün farklı bir ninja filmi alıyordum hahaha:D Hatta bir dergi almıştım ismi de "Karate", onun en arka sayfasında, "Ninja kıyafeti, Tamamen görünmez olmanızı sağlar" yazan bir reklam vardı. Adamın biri ninja kıyafeti giymiş, siyah fonda poz vermiş, e haliyle siyah üstüne siyah biraz seçilmesi zor olmuş. E ben görünmez olmak için siyah fon mu kollayacağım sürekli. Tabiki de çocukluk, acaip etkilenmiştim. Tutturmuştum sanırım alalım diye, veya da anneme diktirmeye kalkmıştım.

Aklıma izlediğim filmlerin ne kadar saçma olduğu geldi, "Altın Ninja" diye bir film izlemiştim. Baş kahraman ninjanın göğsünde altın bir plaka vardı ve güneş ışığını ondan yansıtarak düşmanlarının gözünü kör ediyordu auheueahu canım çekti olsa da izlesek:D

21 Ekim 2009 Çarşamba

Oyuncak ismi FAIL

Bu fail'ler de hep benim karşıma çıkıyor :D Halo oyuncağına Ninja Turtles yazmışlar hahaha, yeşil olması Ninja Turtle olmasına yetiyor demekki:D


20 Ekim 2009 Salı

Fakat bu görsel!

Radikal gazetesinin web sitesinde bugün çıkan "PMS ve menopoza karşı beslenme tüyoları" adlı haberin görseli...Fakat o ablanın tırnaklar!?.... Ne diyorlar yani PMS ve menopoz sizi yaratığa çevirir mi demek istiyorlar..


Nıhahah Çikolata yiyecemmm, mihahaehh, hem pençelerime de yararlı

15 Ekim 2009 Perşembe

Deviantart grup ismi, Fail!

Az önce deviantart'da gruplara bakarken şu ismi gördüm. Tabi Türkçe bilseler böyle bir isim koymazlardı:) Nasıl bir fail yaşadıklarını asla bilemeyecekler.



13 Ekim 2009 Salı

Featured in Deviantart

Hesionka'nın çektiğim alttaki fotoğrafı, Deviantart haberler bölümünde, Hair Style and Color Feature başlığı altında yayınlanmış ^_^

Resme tıklayarak haberi görebilirsiniz.


9 Ekim 2009 Cuma

Standta Conan'ı ağırladık


Çalıştığım firma her sene olduğu gibi bu sene de CEBIT / Istanbul fuarındaydı. Ben de 2 gün boyunca bizim standta takıldım. Bu sene, sloganımıza uygun bir tema olarak standımızda açılış sırasında Türkiye vücut geliştirme şampiyonu ve dünya 2.liği bulunan bir arkadaş vardı. Eleman tam hazırlanırken ve üstü çıplakken Abdullah Gül bizim standın yanından geçiyordu ve tabi haliylen görünce durakladı ve şaşırdı, bir süre muhabbet ettiler "Maşallah maşallah" diyerek yoluna devam etti.

Arkadaş 2 saatte bir standımızın önünde kaslarını sergiledi. Tabi bu taktik baya işe yaradı, sürekli mini etekli hatun görmeye alışmış ziyaretçiler birden zebellah gibi bir herif görünce toplaştılar. Benim aklımın almadığı  ise; tamam, eleman süper kahraman gibi birşey, kafam kadar omuz, kol klasik betimlemelerle anlatılacak bir insan azmanı. Bayanlar gelse baksa ok diyeceğim de, eller arkada duran dayılar, adama inanamaz şekilde ağzı açık bakan erkekleri aklım almıyor. Ben olsam geçerken şöyle bi 5 saniye durur sonra devam ederim. Adamlar, adamlığından utanmadan sırıtarak ve gözleri dikerek elemanı dakikalarca seyrediyor. Bayanlar ise tam tersi, kaçamak bakışlar ve yüzün tek tarafında hafif bir sırıtma ile geçip gidiyor. Fotoğraf çekilenler de oldu tabi fakat daha çok erkekler çekildi. Adamın yanında durdun fotoğraf çekildin, ne oldu? arkadaşlara gösterirken ne diyeceksin, "Bak ben ne kadar tıfılım adam benim 500 katım" mı diyeceksin? Bence o fotoğraflar "Before"-"After" fotosu olarak kullanılabilir. Abşeypırr kullanarak 30 günde Conan'a döndüm filan diye reklam yapılabilir.

Edit: Bu arada elemanın şovu sırasında arkada çalan şarkı şöyle bir şeydi, "Mothefckers, gang on the streets" filan gibi agressive rap ahhaha, duyar duymaz koptum, çünkü etrafta gezen yabancılar da vardı, adamlar ne düşünmüştür kimbilir:)

Sorduğu sorudan sonra hafif zeka eksiği olduğuna inandığım bir hatun da şöyle dedi "Gerçek mi bu?". Hani "vay anasını beee Gerçek mi bu!!!" gibi sormuyor, gerçekten de kollar filan takma mı diye anlamadığı için  salak bir biçimde soruyor. Standımızdaki arkadaşlardan biri de "Balona mı benziyor" dedi, espiriyi de anlamadı öyle baktı, sonra utandı kaçtı.


Bir başka herifle de şöyle bir muhabbet geçti aramda. Tabi bu herif muhabbete, bizim Conan'ın standda olmadığına emin olup sonra başladı. Yoksa bir anda kendisini ortadan ikiye ayrılmış bulabilirdi.

Herif - Bu arkadaş neden sizde gösteri yapıyor
Loreathan - Sloganımızdan dolayı
Herif - Haaa.......Öyle adam mı olur be abi(Bu noktadan itibaren Loreathan "Aha blog a yazılacak malzeme çıkıyor" diyerek kaydı başlattı)
Loreathan - Nesi var?
Herif - Bu kadar şişilir mi?Kesin birşeyler basıyor bu
Loreathan - Basınca olsa bende basıyim birşeyler, adam 21 senedir çalışıyormuş olsun o kadar.
Herif - Yok be abiiiii, bizim hoca var(hah o hocalar bitmez zaten, mutlaka bir hoca vardır) 40 senelik sporcu bu adamın yarısı kadar değil.
Loreathan - Yeterince çalışmamış herhalde
Herif - Yok, çok sıkı çalışır, ama bunun gibi bir şeyler basmıyo kendine(Emin yani illa birşey basılmış, yoksa olmaz o kaslar)Bizim hoca mesela bıraksa sporu, taş gibi kalır hiç bir şey olmaz, bu adam bıraksa anında söner şişmanlar. Bizim hoca bir oturuşta bir tepsi tatlı yer hiç bir şey olmuyor adama.
Loreathan - Sporu bıraksın görürüm ben artık hangi vinçle evine girer çıkar(mırıldanarak)
Herif - Nasıl abi?
Loreathan - ....... (Hafif gülümseyerek uzaklara dalar adamı ignore eder)
Herif gider.

Ya bu adamlar nasıl beni buluyor hep anlamıyorum. Neyse aslında iyi ki buluyor da malzeme çıkıyor.

6 Ekim 2009 Salı

Otaku Arabaları - Gieffff >_<

Tokyo - Odaiba'daki ItaG Festivali'nde gösterilen Otaku arabaları. Ağzımın suyu aktı, ben de istiyorum bunlardannn >_<. Burada yapsan kesin çizerler arabayı. 24 saat kamera ile izlemek gerekir. Pimp my Otaku car!!













4 Ekim 2009 Pazar

Buluşma!

Nora'nın da blogunda anlattığı üzere, dün kendileri ile buluştuk, iyiki de buluşmuşuz ^_^. Nora'nın sözlerine kesinlikle katılıyorum, sanki paralel evrendeki biz ile buluşmuş gibi olduk. Kafalar bu kadar uyunca, gecenin nasıl geçtiğini anlamadık.

Öncelikle hediye alışverişimizi yaptık, Nora bize çok çok güzel bir hediye hazırlamış, üzerinde gerçekten çok uğraştığı belli. Buradan tekrar teşekkürler.



Çok şükür biz de elimiz boş gelmemiştik.



Fotoğraf makinelerimiz ile çeşitli denemeler yaptık ve Nora kendisininkinden pek memnun kalmadı, aşağıda makinesine sitem ederken. "Precious kadar olamadın!Senin neyin eksik" diyor:)





Bu fotoğrafın sonucu Nora'nın blogunda. O beni ben de onu çekiyordum:)


Nora'nın eşi biraz işi olduğu için daha sonra bize katıldı. Gerçekten de süper muhabbet döndü. En kısa sürede tekrarlamak dileğiyle. ^_^


Ben, precious'ın manuel ayarlarıyla uğraşırken:)
Sağda, Nora'nın eşi

Macro denemelerim

Bu sabah Oyungezer dergisi almaya giderken preciousı da yanıma aldım. Sahilden yürüdüğüm için bir kaç çiçek macrosu denemek istedim. Buradan inceleyebilirsiniz.


2 Ekim 2009 Cuma

Dramatik sincap

Ya şu videoyu ne zaman görsem kahkaha atmadan duramıyorum. Sincabın oyunculuğu bizim bazı Türk dizi oyuncularından daha iyi.


1 Ekim 2009 Perşembe

Tokyo Flash - Pimpin ain't easy

Uzun süre önce duyduğum ve salyalarımı akıttığım Capon saatlerini sağolsun markafoni (üyelik davetiye ile oluyor, isteyene yollarım) getirmiş:D Hemen Hesi ile birer tane kaptık ^_^. Özelliği ne derseniz, zamanı led ışıklar ile gösteriyor ve sanki futuristik bir şey kullanıyormuş hissi veriyor. Bunun bir sebebi de saati kullanmayı bilen dışında başkasının anlamaması. Gelecekten gelmiş gibi hissettiriyor."Sen tavuk musun Mcfly???"

Ben şu aşağıdakini aldım, saatin modeli Pimpin Ain't Easy lol:D


The Mighty Boosh



Hesionka ile yeni favori dizimiz olan "The Mighty Boosh"a bir gece yarısı kanallar arasında gezerken BBC'de rastladık. İyiki de rastlamışız, hayatımızda izlediğimiz en ruh hastası dizi budur herhalde.

Genel konusu; Howard Moon ve Vince Noir adlı birbirine zıt iki karakterin başlarından geçen fantastik ve komik ötesi olaylar. Bu cümle ile konu aşırı sade göründü, ama öyle olaylar, öyle enteresan ve komik karakter ve yaratıklarla karşılaşıyorlar ki, yazı ile anlatmak çok zor. Resimle anlatımı şöyle birşey:D



Bir örnek vermek gerekirse; Dizi ile ilk tanıştığımız bölümü serinin en komik bölümlerinden biriydi."Journey to the Centre of the Punk" adlı bu bölümde Vince, Howard'ın çok değerli bir caz plağını dişleriyle kırar, bu sırada plağın bir parçasını yutar ve Caz canavarı virüsü vücudunu ele geçirir ve onu komaya sokar. Bu durumdan arkadaşını kurtarmak isteyen Howard, arkadaşlarının yardımı ile içine bindiği bir denizaltıyı mikroskobik boyutlara indirtir ve Vince'in kanına enjekte edilir. Normal boyutlarına dönmeden Caz canavarı virüsünü bulup yok etmelidir.

Dün izledğim bir bölümde ise, Vince'in eskiden kurduğu bir Glam-Folk grubunu hatırladığı flashback'de gülmekten kendimizi kaybettik. Grup Kiss grubu gibi makyaj yapmış, fakat  boğazlı kazak giymiş, klasik gitar ile Folk tarzı şarkı söylüyor. :D

Karakterler ve konular absürdlük sınırlarını zorlasa da izlemesi inanılmaz eğlenceli bir dizi. Malesef Türkçe altyazısını bulamadım. Hatta İngilizce altyazısını bile bulamadım. İngiliz aksanı nedeniyle anlamak biraz zor olabiliyor.

Blizzard offical youtube channel

Blizzard süper bir atılımla offical youtube kanalını açmış. Blizzard oyunlarının muhteşem videolarını bu kanaldan izleyebilirsiniz.


 
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...