31 Mayıs 2009 Pazar

Azeroth'daki fantastik hayatımdan kesitler

Savaşçılık zor zenaat. Ama böyle macera dolu ortamlarda güzel kareler yakalanıyor. Aşağıdaki resimde beni, Naxxramas'ı uzaktan Green Proto-Drake'im ile keserken görebilirsiniz.


16 Mayıs 2009 Cumartesi

Processing ile Radiohead klibi

Radiohead'i çok severim. Bir blogda kendileri için processing programlama dili ile yapılmış bir klip gördüm, gerçekten çok hoş. Bu şarkıya da böyle bir klip giderdi zaten.



15 Mayıs 2009 Cuma

I am NOT done with the island



Desmond abi demişti bu sezon ortalarında "I am done with the island", ama "I am not done" daha Desmond'ım.

Ya yine aylarca merakta kalıcaz, böyle yerde kesilirmi .

Diziyi izlememiş olanlar, izlemeyi planlayanlar veya da daha son bölümü izlememiş olanlar buradan sonrasını okumasın.

***SPOILER ALERT****

Dikkat çeken noktalar;


Richard Alpert'a Ricardus denmesi ve yaşlanmamasının sebebinin Jacob olduğunu öğrenmemiz.

Zavallım Locke ölüymüş gerçekten.

Ben ve Widmore' arasındakinden daha da büyük bir güç çatışması varmış meğersem.

Jacob geçmişte ziyaret ettiği herkese çaktırmadan dokunuyor, bunun bir sebebi olmalı. Kate'in burnuna, Jack'e çikolata verirken eline, Sawyer'e kalemi verirken eline, Jin ile Sun'a düğünlerinde, Locke'a düştükten sonra yerde ve Hurley'e takside. Sanırım bi tür Jedi Mind trick'in dokunarak versiyonu veya Wolverine'in manitasının yaptığı gibi dokunarak düşünceleri manipüle etme özelliği filan var ama niye?Niye aklını alıyosun çocukların.

Hurley'in son sezonda baya bi olayını göreceğiz sanırım, Jacob dediyse doğrudur.

Heykelin tamamını görebildik sonunda.

Yönetmen ve senaristlere veryansın ettiğimiz noktalar,

Juliet'in çukurlara düşüp kanaması, muhtemelen ölmesi

Locke'un ölü olduğunu öğrenmemiz

Charlie'nin Claire'e bıraktığı yüzüğün, Claire'e hiç ulaşmamış olduğunu görmemiz

Ben'i madara etmeleri, ayıp lan Benjamin Linus bu, tüm adayı uçurucak bence sezonun sonunda, heykelini dikecekler. Normal 5 parmaklı heykel.

Sayid'in vurulması ve muhtemelen ölecek olması

Ya düşündüm de, sanki Jacob fake. Bir hinliği, kurnazlığı var kötü olan o sanki nedense. Veya da sanki bir planı var, ölmesi farketmiyecekti o yüzden karşı koymadı Ben'e.

İlk sahnede Jacob'a beyaz diğer adama siyah kıyafet giydirmeleri "al, bu iyi bu kötü"anlamında mı? yoksa yine bir fake mi attılar. Bilemedim.

Sezonun sonundaki klasik siyah ustune beyaz lost logosu yerine, beyaz üstüne siyah Lost logosu vermeleri tüm dengeler değişti mesajı mı?Yoksa sadece patlamanın etkisi ile etraf beyaz kaldı da o yüzden mi?

Bu arada okuduğum teoriler, sezon yorumlarında filan hiç görmediğim birşey var. Iliana denen hatunu Jacob ziyaret ediyor. Kadın yara bere içinde, sanki yanmış gibi. Gelecek mi? Geçmiş mi nedir orası?John Locke'un cesedini adaya getirin mi diyor orada?Yoksa adadaki patlamadan sonrasında mı geçiyor o olay, hani sanki patlamada yaralanmış hatun gibi.

Bu arada yukarıdaki göz, sezon 6 promo videosunun sonunda çıkıyor. Bu gözün Jack olduğunu iddia edenler var ki benziyorda. İki gözü karşılaştıran bir animasyon yapmışlar. Şuradan buyurun

"Asker yolu beklemekten daha zordur Lost yeni sezon beklemek" -Anonim.

13 Mayıs 2009 Çarşamba

Eurovision için düğmeye basılsın


Eurovision'ı dün akşam bir yandan WOW oynarken 170 derecelik açıdan bakarak yan gözle izledim. Ya artık iyice, belediyeler arası amatör müzik yarışması ruhu ile katılan gruplar çıkmaya başladı. Ülke olarak siz nasıl seçiyorsunuz o finalistleri, kulaklarım tırmalandı. Lan noliiiii diye biraz daha ekranın önüne gidip seyrediyim dedim, tam o sırada Bulgaristan'ın şarkısı vardı. Abicim hiç mi kimse uyarmamış bunları, "Boşver abi Eurovision filan katılmayalım tamamen politik bu yarışmanın sonuçları" muhabbeti ile telkin ederek uzaklaştırsalarmış. Hayır sırf Bulgaristan değil, neydi o ilk çıkan ülke, sirk gösterisi gibi, Gogol Bordello tadı yakalıyalım demişler ama yapmayın be abicim, olmamış yani. Tamam bir sene Lordi'ye enteresan grup, çılgınlık yapıp bunları birinci yapalım dediler. Yaptılarda, her sene her sene yemezler canım çakma Bordellom. Daha ne fantastik gruplar çıktı ama tahammül edemedim uzaktan uzaktan ekrana bakmadan dinleyip güldüm sadece.

Bir de herkes farketmiştir, hatta TRT spikeri bile çileden çıktı; Bu Rus spikerler ne bağırınıyo böyle kardeşim. Noluyo yani, milleti gaza getirelim diye kulaklarımızı patlattınız şımarıklar.

Yıllar yılı aklıma gelmemişti, Örövizyon ne?Eurovision nasıl oldu örövizyon?Eurovizyon yazanlar da var tamam hadi bir nebze kabul ama örövizyon olarak nasıl okuduk biz bunu yıllarca. Yakında "Övröpöyö seyahate gidiyorum" veya "USD/ÖRÖ" kuru artmış gibi kullanım alanları da oluşur.

Live 30 years achievement

Bugün 31 yaşıma bastım:D Vay bee üç onluk olduk diyorduk onu da geçtik. Hemen orta yaş bunalımına giriyim, kendime garip hobiler bulmaya çalışiyim, akşam eve gidince ben su altı rugbysine başlıyacağım diyeyim mesela, hmmm evet.


9 Mayıs 2009 Cumartesi

Rastgele bahtıma düşen insan, pardon yaratık

Dün tam thanks god it's friday modunda ofisten çıkacakken, gözüme bir site takıldı. Adı Omegle ve bir chat sitesi. Diğerlerinden farkı ise, o an sizin gibi dünyanın herhangi biryerinden siteye girmiş birisi ile chat yapmanız ve cinsiyet, yaş, lokasyon, din, ırk hiçbirşeyini bilmemeniz. Chat ekranında o "Stranger" siz ise "You" olarak geçiyorsunuz.

Enteresan geldi, bir deniyeyim neymiş bakiyim dedim ve siteye girdim. Chat ekranı açıldı,

"Hi" dedim. Karşıdan gelen cevap
"Ben senin ..n..a koyim"
"hAHhahahah ulan burada da mı buldun beni Türk manyak" dedim.
Küfre devam etti hiç şaşırmadan,
"Neyse hadi görüşürüz zeka olarak maymun aşamasında kalmış insan" dedim kapattım.

İnsan kendi ülkesinden olan birisinden bu kadar utanırmı, nasıl bir ruh hastasısın ki chat sitesine girip, hi diyen adama Türkçe küfrediyorsun. Yani bu tipler internete girmeyi filan nasıl beceriyor hiç anlamıyorum. Herhalde önlerinde şuraya bas şunu yap diyen bir kağıt var oradan kopya çekiyorlar.

Sonradan öğrendimki bu sitede karşınıza Türk çıkma ihtimali çok yüksekmiş ve yabancılara da ilallah gelmiş. Bravo valla, yakında Türksün kardeşim giremessin ibaresini görürüz sitede.

8 Mayıs 2009 Cuma

Kaybedenliği paraya çevirme


Hey dostum, kaybeden misin?Sakın üzülme bu nadide özelliğini paraya çevirmek elinde.

İşte çok gizli formülümüz

Öncelikle karşı cinsle şansının yaver gitmediğinden emin olucaksın, aynaya bakıp gözlerini kısarak defalarca "Evet ben kaybedenim" diyebileceksin, en önemli aşama bu. Sonrasında;

Amerikalılar gibi sinemaya, konsere ve benzeri aktivitelere(bu aktivitelerin biletleri nadir bulunan cinsten olmalı burası önemli) mütamadiyen 2 bilet almalısın.

"Selam, X konserine bir fazla biletim var gelmek istermisin?" diye sorduğunda karşı cinsten yüksek ihtimalle olumsuz cevap alacağın için formül işlemeye devam edecek.

"Eeee ne oldu elimde patladı biletler" diye hemen telefona sarılıp bizi aramaya kalkma, Çünkü asıl kar burada başlıyor. O biletlerin hepsini karaborsada veya aktivite günü kapıda satıp voliyi vuracaksın! İşte bu kadar basit.

Hayat süprizlerle dolu, baktınki karşı cins davetini kabul etti, sen kabul etme, "lanet bir bilet için beni satın alamassın" de çek git, bir bakarsın blöfün yemiş, o kişiyi sen elde etmişssin.


Ama heyy dostum burada sana para kazandırmaya çalışıyoruz, gevşemek yok, sen kaybedensin!!!Seni duyamıyorum lanet olasıca, ne olduğunu söyle banaaa!!!Kaybedennnn, evvett işte böyleee, heyyy özgüven dolu bir bakış mı gördüm yüzünde?? hemen sil onu!!!

*Yöntemi kullanıp başarısız olanlara, tazminat ödemesi, bilet paralarının iadesi, psikolojik yardım kesinlikle yapılmamaktadır. Sonuçlardan kesinlikle sorumlu değiliz.

7 Mayıs 2009 Perşembe

Missed in Mansion(aka Mim)


Sevgili eşim Hesionka beni mimlemiş. Neyseki önceden araştırmasını yapmıştım nedir ne değildir bu mim diye. Ya aratıyorsun herşeyi bilen google'da, çıkan sonuçlar işte yok "Blog yazarlarının kendi arasında oynadığı bir oyun", yok şöyle böyle, e kardeşim oyunda nedir bu oyun, kuralları ne?Sonra anladım ki ebeleme gibi birşey bu, hem de tanıdık blogcuları diğer blogculara tanıtmak amaçlı gibi birşeymiş. Bir nevi saadet zinciri, pek bir mutlu mesut oluyor insanlar mimlenince, bazısı artık baymış da olabiliyor tabi.

Yıllar yılı blog olayına "Ne gerek var ki" diye yaklaşan ve sonra blog canavarı olan ben, tabiki mimi de öğrenmekte biraz geç kaldım.

Neyse mimin konusu "Hayal Listesi". Şöyle bi mutasyon ilacı bulsalar X-Man olsam filan gibi hayallerim de var ama listeye daha mümkün olabilecekleri yazmaya karar verdim. *Sıralama önem sırasına göre değildir

Haybeye kira vermekten kurtulup ev sahibi olmak.

Yaklaşık 4 senedir peşimizi bırakmayan talihsizlikler serisinin bir anda kesilmesi ve geri gelmemek üzere hayatımızdan çıkması. Defolması, xtirip gitmesi hatta, Şanssız hayat raus!!

Sağlıklı bir çocuk sahibi olmak.

Japonya'ya gitmek, Akihabara'da çılgınca alışveriş etmek.

Sürekli daldan dala atladığım heveslerimden birinin peşinden gidip hakkı ile yapmak(3D animasyon, bilgisayarda müzik, Dijital Painting, fotoğrafçılık v.b)

Herşeyin başı sağlık ve bunu defalarca anladım hayatım boyunca, ama parada istiyorum olm, çok düşünmeden harciyim istiyorum:D Hem para varsa birçok hayali gerçekleştirmek daha kolay olur.

Alienware full+full(hastasıyım bu tabirin, fullse artık taşar yani)bir bilgisayar ve bolca boş zaman.

Deniz kenarında veya orman içinde, tatiller için bize ait bir kaçış noktası...

Düşündüm de hepimizin olduğu gibi benimde hayal listem ∞ sonsuz. Bu yüzden fazla uzatmaya gerek yok, ilk aklıma gelenler yukarıdakilerdi. Şimdi mimleme sanatına geldi sıra,

Seni seçtimmm!!!

6 Mayıs 2009 Çarşamba

X-Men Origins Wolverine

Hesionka ile ilk gün ve ilk matinede gittik, hastasıyız çünkü. X-Men serisinde tek falsolu film yoktu zaten ve Origins'de bu geleneği sürdürmüş. Wolverine kadar badass bir çizgiroman karakteri daha tanımam zaten. Gidilesi, görülesi ve hayran kalınıp dönülesi bir film. Sinemalar pahalılanmış mı ne sanki? Neyse değer böyle filme.

5 Mayıs 2009 Salı

Google herşeyi görür, duyar.

Google analytics'de bloguma kaç kişi girmiş, nereden ulaşmış diye bakarken, bir de hangi kelimeleri aratarak bloga ulaşmışlar bakiyim dedim ki...o ne? Ya bunlar nasıl ruh hastası aramalardır, benim blogla nasıl bağdaştılar o da ayrı bir konu. Arada bakiyim buraya baya eğlenceliymiş.

Aranan kelimeler

4+4 porno filmi izlemek istiyorum (Çüşşşşş nasıl fantazi olm o, grup yaz daha rahat bulursun aradığını)

ewan mcgregor sevisme sahnesi (soyadını doğru yazmış hayret)

jim carrey sevişme filmleri (Bu da mı meşhur olmadan yemiş bu haltı, hadi yemiş, nesini merak ettin be adam/kadın. Alllrighty thenn!! diyor olay bitince herhalde Jim Abi.)

yurt dışı vampir filmleri (Haklı tabi Türkiye'de çekilmiş vampir filmi dolu piyasada, ayırmak lazım. Bu arada Cüneyt Arkın'ın nasıl vampirli filmi yok hayret. Var mı yoksa)

vampir jelibon(kırmızı olanlar vampir. Şekerli su emiyorlar)

 
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...