28 Ağustos 2009 Cuma

Heavy Metal Farmer

Hahhaha anlamsız ama nedense çok güldüm:D Sözler anlamlı ama, orası ayrı.


Yüksek çözünürlükte döner yiyebileceğiz, teknolojinin gözünü seviyim.

Geçen Maltepe Carrefourda gördüm ve "Vay be, artık iskender yemek hiçbir zaman eskisi gibi olmayacak" dedim. Artık High Definition iskender yiyebileceğiz. Dönerin kıvrımlarını tüm detayıyla, yoğurdu daha bir beyaz göreceğiz. Devir HD İskender devri.


27 Ağustos 2009 Perşembe

Hollywood Klişeleri

Hemen hemen her Hollywood filminde rastladığımız çeşit çeşit klişeler var ve ısrarla bunu sürdürüyorlar. Formülü tutturmuşlar bir kere ya, "Abi klişeyi unuttuk" diye yönetmeni uyaran tipler bile vardır kesin. Amerikan Sineması Klişeciler Birliği var, oradan onay almadan çıkamıyor filmler. Aklıma gelenler şöyle

-Kahramanın kapıştığı düşmanlar nedense hep kör denecek kadar kötü nişancıdır. Binlerce kurşun yağar kahramanın üstüne, bir tanesi bile denk gelmez, ama eleman her atışta bir düşman indirir. O kadar kurşundan kaçtın bi şükret be adam, normal hayatına devam ediyor bara gidiyor filan, arkadaşlarıyla şakalaşıyor. Biz olsak "Oğlum 20 herif ateş etti üstüme bir tanesi denk gelmedi lannnn!!!"filan diye anlatırız, övünürüz.

Chosen One, o yapar orası ayrı

*****

-Herif düşmanlarla kapışmaya gidecek, sevgili potansiyeli olan kız adam arkasını dönene kadar birşey demez, dönünce, "Jack..(sessizlik)....(adam yüzünü dönünce)Dikkatli ol" der. Adam motive olmuş gidiyor, ne durdurup içine şüphe düşürüyorsun, "Ulan dikkat etsem iyi olacak galiba" diye kafasına sokuyorsun. Gitti gaz işte elemanın. Daha 20.000 kurşundan kaçacak adam

*****

-Görüntüde bir akvaryum varsa ona birşey olur mutlaka. Ayrıcalıklı bir film olan Batman The Dark Knight'ta olmamıştı ama, gösterdiler akvaryumu, kavga bitti hala orada. Sırf bu yüzden bile bu filmin hayranıyım.

*****

-Çalışmayan araba. Vuçuçuçuv Vççiiiçuuv...Lanet olsun Çalışşşş...viççiiçuuvv. Kızın kaçtığı elemanda yavaş yavaş yürüyerek gelir. Arabanın yanına gelse cama tıklatsa, "abla bujilerin değişmesi lazım" dese süper olur.

*****

-Birisinin elinde silah var, diğeri eline yapışıyor ve itiş kakış başlıyor, silah patlıyor iki tipin de suratından kim vuruldu anlaşılmıyor bi 5 saniye sonra biri yığılıyor. Aman ne heyecan verici.

*****

-Federallerden ne istiyorsunuz?Onlar da vatan millet için çalışıyor. Neden "Lanet olası federaller"?

*****

-Donut yiyip kahve içen şişko polisin yanından hızla geçen araba yüzünden kahveyi üstüne dökmesi ve "Lannnet olsun" patlatıp ellerini havaya kaldırarak üstüne başına bakması. Oğlum kahve döküldü, hiç mi yanmadın?"Anam anam anammmm yandımm" diye çığırıp o havadaki ellerinle üstünü başını tutuyor olman lazım değil mi?


*****

-Peşinde oldukları eleman hep bir mor bereli, bilmem nerelerde çarpışmış, üstün hizmet madalyalı, zamanında özel harekatın bir numarası falan filandır. "Tüm hareketlerimizi biliyor, çünkü o bizden birisi" lafı da olaya renk katar. Bunun bakayası, askerlik yapmamış olanı yok mu hiç?

******

-Yüzbaşım
-Ne var?
-Bunu kendiniz görseniz daha iyi.

Böyle bir diyalogda vardır ve meşhur klişelerdendir. "Oğlum söylesene önce. Ne merakta bırakıyorsun" diye de üstelemez komutan.

*****

Sadece pizza ile beslenen ve leş ortamda yaşayan ama her boku bilen hackerlar. Avuçlarını birbirine sürterek hadi bakalım diyip bilgisayarda takatataktaktak diye birşeyler yazıp garip arayüzlü bilgisayarlarında harikalar yaratırlar. Ne yazıyosun oraya da 2 satırda Ulusal Güvenlik dosyalarına giriyorsun. Bence orada tanıdık dayısının oğlu var, onunla chatleşiyor, "Abi bizim işi bir halletsen" diyor anca o şekilde olur. "Bilgiyi almak isteyen eleman da arkasına gelince, lanet olsun bizi farkettiler" diye ayak yapıyor, chati kapatıyor. CTRL+V ile Kib yazıyor amca oğluna kapatmadan.

*****

Kız veya oğlan hayatının deparını atar, ama peşindeki kötü adam tarlada gezer gibi yavaş yürümesine rağmen önden bir yerden karşısına çıkar. Ecinni misiniz oğlum?

*****

Kredi kartı ile kapı açılmaz arkadaş, sırf bu yüzden yanlış tanıtılıyoruz diye çelik kapı üreticileri ayaklandı . Ben denedim kırılıyor kart.

*****

İşten eve evden işe giderken ne arada Le Mans rallisine katılmış gibi araba sürmeyi öğreniyorsunuz. Biri kovalar, kaçan dünyanın en usta şöförü olur, aralardan geçmeler, kaldırımdan gitmeler. Lanet olsun çekilin diye kaldırımdakilere el ile işaret etmeler.



*****

En iyi arkadaşın en kötü çıkması artık şaşırtmıyor, yapmayın lütfen şunu. "Aaaa tütütütü bu muymuş katil" diye ananeler babanneler şaşırıyor ancak.

*****

Film sonunda öpüşmeler, onca şey atlatıp sırıtarak öpüşmeyin oğlum, inandırıcılık gidiyor. Ağlayarak bir köşede oturup birbirinizi teselli etmeniz lazım, helikopterden atlamışssınız, çığdan filan kaçmışssınız hala sırıtıp öpüşüyorsunuz. Burhan Altıntop diyor du ya "Bu kızla acilen öpüşmem lazım benim" o moddasınız yani.

*****

Sorunlu dedektif, polis. İşinde başarılı ama kendini içkiye vermiş. Neden?Ya ortağı vurulmuştur ya karısı terketmiştir, ya da karısı ve kızı bir suçlu tarafından öldürülmüştür. Sen alkollü işe gel bak nasıl atıyorlar seni. Çekmeceden zulalanmak filan. Ortağı öldüyse ortak da istemez. Demiyor mu amiri, "E Sam'i napacağız?Piç mi olsun adam sen bunalımdasın, ortak istemiyorsun diye?". Ağlamaz da bu adamlar, varsa yoksa barda takılır evde tavana bakar, eski videoları izler. Hepsinde de bir slayt makinası vardır.

*****

Nasıl bir orduysa Amerikan Ordusu, sanki Medrano Sirki. Komutanlarla enseye tokat modda, sürekli neşeli askerler, wohuhuhuuuuuu nidalarıyla kız arkadaş veya nişanlı fotolarına bakıp çok şanslısın adamımlar. Hiç mi 3-5 nöbeti yok size aslanım. Yemeklere şap yerine ot mu atıyorlar sizde?

*****

Filmler de tek Çirkin Amerikalı yok. Olanlar da ya filmin şaklabanı ya da kaynana. 2 kez gittim USA'ya ve güzel kız, herif görmedim. Şişkolar direk.

*****

Genelde kaslı abilerin başrol oynadığı filmlerde olur, duşta yıkanıyor eleman, ama aslında yıkanmıyor, duruyor. Pozisyon da aynı şöyle; Eller duvara dayanmış, su enseye doğru akıyor duştan. Öyle duruyor. Oğlum öyle duş mu olur, bi sabunlan, keselen, enseye su akıtarak olur mu o işler.

26 Ağustos 2009 Çarşamba

Fantastik Diyaloglar

Hayat boyu hepimizin karşılaştığı, kulak misafiri olduğu garip diyaloglar oluyor. Bana rastgelenleri paylaşiyim dedim.

Bir kız bir de herif, Kadıköy'de Süreyya sinemasının önünde birbirlerine 10m uzaklıktan seslenerek şöyle diyorlardı.

E-Kızım gelsene burayaaa

K-Hayır gelmem sen geliceksin!!

E-Kızım gel şuraya diyorum sinirlendirme beni

K-O zaman ortada buluşalımm

Ortada nasıl bir buluşma yaşadılar bakamadan hızlı adımlarla uzaklaşmıştım.

*****

Bir diğer diyolag da ben de olaya dahil oldum. Yüzüklerin Efendisi ilk bölüm bitmiş, ben koltukta filmden aldığım tattan mayışmış bir şekilde otururken arkamdan şöyle bir kız sesi geldi

K-Eeeee film bitti yüzüğü yok edemediler ne biçim iş bu?

Bunu duyar duymaz, bir açıklama yapma isteği ile veya da "yuh yani bu filme gelirken hiç mi haberin yoktu trilogy olacağından" demek için arkamı döndüğüm anda sinemanın ışıkları da yandı. karşımda arkadaşım duruyordu. Şaşkınca bakakaldım sadece ve ağzımdan şu çıktı

L-Yuh Burcu!!!Sen ha?

Kız da bakakaldı. Ne diyor bu daha merhaba demeden demiştir.

*****

Eskişehirde öğrenciyken bir gün arkadaşımla canımız profiterol çekmişti(şimdi de çekti iyi mi). Bir pastaneye girdik ve fiyat sorduk 2.5TL dedi. Sonra bir başka yere sorduk;

L-Profiterol ne kadar

P-5TL

L-Ne?Yan tarafta 2.5TL bunun farkı ne?

P-Bunun Malzemesi farklı(kafayı yana yatırarak ve e haliyle modunda bir bakışla diyor)

L-İsviçre çikolatasından mı yapılma, 2 katı olmasının sebebi ne?

P-Malzeme farklı işte

L-Altın mı serpilmiş içine?

P-Malzeme farklı ya işte o yüzden fark oluyor... Filan diye birşey geveledi de nedir kardeşim o malzeme, gizli formül mü ne yani?

L-Ben altınsız olan yan taraftan alacağım. Dedim ve çıktık

*****

Bir diğeri de düğünümüzde gerçekleşmişti. Nikahımızı kıyan Selami Öztürk, "Hesionka ile evlenmeyi kabul ediyor musun?" kısmında başka bir şey sordu

S.Ö-Blablabla evlenmek için başvurdunuz değil mi?

Diye bir şey sordu. Ben de tabi diğer soruya evet demeye odaklanmış, suratıma tutulmuş spotların sıcağından yamulmuşken

L- Efendiiim???

Diye cevap verdim, tabi herkes koptu. Be adam direk sor soruyu zaten gerilmişim:D

*****

Rahmetli babannemle resim albümlerine bakarken aramızda geçen bir diyalog

L-Babanne bu resimdekiler kim?

B-He nebiliyim hepsi öldü gitti zaten.

L-Gulp

*****

Askerde Turizm jandarması görevi ile Bodrum/Gümüşlük'teki küçük bir karakola verilmiştim. Doğu'dan gelen bir arkadaş (ki çocukcağız köyünden dışarı bile hiç çıkmamış, almışlar Bodrum'da turizm jandarması yapmışlar.)ile aramızda geçen diyalog

A-Loreathan ağabey bak pırıl pırıl oldum

L-Hayrola ne yaptın?

A-Abi banyodaki toz ile yıkandım, baya köpürdü tertemiz yaptı

L-.........hangi.....hangi toz?

A-Şuradaki (Gösterdiği yerde çamaşır deterjanı duruyordu...lavantalı hem de)

L-Canım onla yıkanma, o olmaz onu şey yapma kullanma onla olmaz oldu mu?

Diye gevelemekten başka birşey yapamadım.

*****

Yine askerde aynı karakolda bir başka diyalog. Karakoldaki diğer çocukların hepsi ilkokul mezunuydu ve sadece bir tanesi lise mezunu olmayı başarmıştı. Bununla sürekli övünüyor, kendini diğerlerinden bilgi açısından üstün görüyordu. Bir gün TV'de Etna yanardağının patladığına dair bir haber çıkmıştı ve diyalog aynen şöyle gelişti

A-Loreathan ağabey, Etna yanardağı Japonya'da değil mi?(Etrafına da he he nasıl da biliyorum edasıyla bakıyor)

L-Olur mu oğlum Sicilya'da, Japonya ne alaka? Dedim ve diğer askerler gülmeye başladı. Eleman çok bozuldu ve bana doğru hafifçe eğilerek fısıltıyla.

A-Japonyada'da sınırı var ama... Dedi

Daha fazla konuyu uzatmadım dışarı çıkıp orada koptum.

*****

Bu da manyak kuzenimle yemekte tuzu istememle başlayan anlamsız kafiyeler dizisi diyaloğu.

L-Tuzu ver

K-Gulliver

L-Kluivert

*****

Yine Eskişehir'de bizim zamanımızda korkunç olan Arı sinemalarında geçen bir diyalog. Filme 6 kişi filan gitmiştik. Yer gösterici yerimizi gösterdi ve bahşiş 3-5 birşey verdik.

YG-Yeterli değil

L-Ne yeterli değil?

YG-6 kişisiniz bahşiş yeterli değil

L-Sırtında getirip koltuğumuza yavaşça bıraksan belki ama fener tutup şurası diyerek yaptığın iş için fazla bile.

Dedim ve homurdanarak gitti. Aslında kusura bakma sana da ayıp oldu diyerek elinden geri almak lazımdı bahşişi.

Sizin de enteresan diyolaglarınızı bekliyorum, aranızdan seçeceğim bir kişiye, bloguma ömür boyu üyelik hediye edeceğim ehauheau:)

24 Ağustos 2009 Pazartesi

Wolfman

Filmin haberini duymuştum ama traileri Merope'nin blogunda görüp daha yeni izledim. Muhteşem olacağa benziyor. Oyuncular aşmış! Benicio Del Toro, Anthony Hopkins, Emily Blunt, Hugo Weaving.

Kainat güzeli seçilmiş

Venezuella'lı Stefania Fernandez ablamız kainat güzeli seçilmiş. Benim anlamadığım yarışmada yarışanlar neden sadece dünya dişisi?Nerede Klingon, nerede Vulcan, nerede Ewok?Onlar ve diğer ırkların dişileri katılmadan kainat güzeli seçilir mi?Şu aşağıdaki resme baktım da bir daha, valla katılsalar da bu ablanın yanında hiç şansları olmazmış. Ha bu arada "Venezuella'da kızlar kendileri geliyormuş oğlum" geyiği de artık hiç inandırıcı gelmiyor

.

22 Ağustos 2009 Cumartesi

Cataclysm

21 Ağustos 2009 Cuma

Ödülümü alnımın akıyla aldım.

Sevgili eşim Hesionka torpil geçip bana bir blog ödülü vermiş. Adet üzerine bu ödülü sayfama koyup kendimle ilgili 7 ilginç şey yazmam gerekiyormuş. Bir nevi mim aslında.


Ödül de pek bir allı güllü, güllaç ambalajı gibi mübarek.

Kendimle ilgili 7 enteresan şey;

1. Küçükken kalemi sol elimle tutarmışım, annem de kalemi alıp hep sağ elime verirmiş. Sonuç olarak yazım baya bir enteresan oldu. Bir yaptığım harfin aynısını bir daha yapamıyorum. Her harfim unique yani :)

2. Askerden önce 2001-2002 senesinde bir çizgifilm şirketinde çalıştım. Çok eğlenceliydi ama daha sonra Türkiye'de bu işi yapmanın zor olacağını düşünerek bıraktım.

3. Amerika, Avustralya, Avusturya, Almanya, Brezilya, Güney Afrika, Hırvatistan, İran, İngiltere, İrlanda, İskoçya, Kazakistan, Slovenya, Tunus, Tayland, Ukrayna ülkelerinde tatil veya iş amaçlı bulundum.

4. Gece uyurken Hesionka'yı arada bir yaptığım saçmalıklarla uyandırıyorum(En çok durduk yerde uykumda gülme, daha sonra konuşma ve bir sürü saçmalıklar yapıyorum. Uyurgezerliğin sınırlarındayım. Dün akşam kafamı kaldırarak NE?diye Hesiye seslendim. Yüzüme bakakaldı, hemen anladım, rüyamda birşey diyordu bende cevap veriyordum, birden gerçek hayata kaymışım rüya aleminden:D

5. İki kez Amerika'ya gittim ve ikisinde de bahtsız bedevi misali hortuma yakalandım. Sığınağa saklanmalı filan hem de:)

6. 3D animatör olmak isterken yurtdışı satış temsilcisi oldum.

7. Askerde turizm jandarmasıydım. Ama turizme yönelik katkım, karakoldan denize girenleri seyredip dışarı çıkamamanın etkisiyle sıkılıp patlamak oldu.

Ben de ödülü sevgili mit, Judy Abbott, Aphraell, gn hanım, nora 'ya yolluyorum. İsteyen alır, yok kalsın güllaç poşeti diyen almaz:D Bana niye yollamadın diye sitem edene de boşver yaw daha güzelini alacağım sana derim.

20 Ağustos 2009 Perşembe

Hesionka ve Loreathan Ulduar'da

Ulduar'da çekildiğimiz fotoğraf. Azeroth'da böyle karizmayız işte.


19 Ağustos 2009 Çarşamba

Psycho keywords are back!!!

Google Analytics'in "hangi kelimeler aratılıp bloguma ulaşılmış" özelliğinden yola çıkarak, siteme yine nasıl sayko şeyler aratılarak gelindiğini kontrol ettim ve yine paylaşmadan edemedim. Daha önceden de bu konuya şurada ve şurada değinmiştim,

hot vırgın biliyordum başıma geleceğini . ı ile yazmış bu arada eleman.

hot wırgın abicim daha nasıl yazılıyor bilmiyorsun hem w ile hem de ı ile yazmış bu da.

ass döt diye arayıp nasıl bu bloga geliyorsun anlamadımki, aradığını buldun mu bari?Döt mü diyorsun sen bana?

araba kaç günde bir yıkanmalıdır bunu da google' a soran zihniyet var demekki. Yılda bir dese google, araba tozdan kaybolana kadar bekleyecekmisin?

aşk your vision Engrish

berberi icat eden gerisi de şey herhalde "adamın taaa....."

fantastic old fuck hahahah o ne lan?Hem fantastik hem de old?

ilginç fantastik danslar evet böyle bir ilgi alanı olan insan da varmış, hem de Türk.
"Neleri seversin Berkecan?"
"Ya ben fantastik dansları seviyorum, böyle amuda kalkmalı filan"
"Ay ne kadar enteresan çocuksun Berkecannnn"

karton otogar maketleri Abicim... Canım abim, kartondan yapa yapa otogar maketi mi yapmak istiyorsun? Wc'si, garip şekerlemeler satan hediyelikçisi, tost ayran filan satan yeri olan bir maket hayali içinde kendisi.

kktc dısko topu nerde Error verdim artık, ne arıyorsun, neye ulaşmaya çalışıyorsun?Disko topu nerede olur bi düşün azıcık ne olur?

lost locke aslinda ölüymüs Bu da spoiler yapacak adam bulamamış bari google'a soyliyeyim demiş, sanıyoki google'da arama sonucu olarak "Yapma yawww?" çıkacak.

motivasyon posterleri Postere gerek yok, al bir fotonu, üstüne "aslansın sen oğlum, var ya yapamayacağın iş yok" filan tarzı bişeyler yazdığın bir postit'i yanına yapıştırıver.

world skaynırı Oha?Önceden de sormuştum bunu şu scanner'ı nasıl skayner yapıyorsunuz bana bir söyleyin? Hadi onu geçtim dünyayı tarayacak büyüklükte bir scanner vardır diye mi düşündün?Ha benim skayncıma.

world's şişko üstüne otursun o şişko.

www.vörld,google Ohahahahahhah vörld!!!

x-men origins: wolverine arthas kılıcı Abi sen karıştırdın, biri X-Men, diğeri World Of Warcraft.

yaratıcılık dersi Eh bunu arayıp benim bloga geldiğine göreeee:)Ders fiyatları için email atabilirsin, programım da çok dolu ama bakacağız artık.

18 Ağustos 2009 Salı

Bilinçaltından taşanlar

The Invincible Iron Man izledim, yok olmamış beğenmedim. Iron Man'i ve diğer bazı düşmanlarını 3D yapmışlar. Yapmışlar da pek bi özensiz, yıllar öncesinin 3D teknolojisi. Bir kaç kez Hesi beni, ben de onu şu şekilde yakaladım. O kadar ilgi ile izledik yani.

Merak ne güzel şey diye diye meraktan soğuttunuz, ayrıca hiç de güzel bir şey değil, ne geliyorsa meraktan geliyor veya o diğer şeyden. Why so serious?

3G=3xGeçirme. Siz o kotaları "Aha olm acaip hızlı bağlanıyo, dur akşam downloada bırakiyim" diye aşın bak nasıl geliyor 3xgeçirmeli faturalar.

Twilight diyene kafa göz dalıcam yeter ulan, bok gibi işte sıç, bok, adamın dötü sıçmış.

PC'de Street Fighter IV oynadım, 2D olan halindeki zevki alamadım.

PSP'de Rock Band çıktı tavsiye ederim çok güzel.

Canon 450D çok sevdiğimiz bir çalışma, almam lazım bir tane.



Blog olsun, email olsun şifre ve kullanıcı adı yazarken, sayfanın yüklemesi sapıtıp imleç şifre yazdığım yerden, kullanıcı adı yazdığın yere geçer ya grrrr.

Oğlum alacak çok şey var yaa, laptopta istiyorum, fotoğraf makinası da. Yok çok şey yokmuş, ama toplamı çok tutuyor.

Geçen gün arabanın ezik ve çiziklerini tamir ettirdim boyattım, ama 1 haftada tam yetişmedi ve pasta cilası eksik kaldı. Herneyse geçen hafta götürdüm pasta cilaya. Tamiri yapan adam şöyle bir şey dedi. "Arabaya doymam lazım, doymadan teslim edersem içim rahat etmez" Ne diyon lan ne yaptın arabamla diye üstüne yürüdüm. Çaycı tuttu.

Yaz bitmese ya keşke. Ağustosta yapraklar hafif kuruyu düşmeye başlıyo ya, yapmayınnn dökülmeyin diye bantlayasım geliyor geri ağaca. Hava filan erken kararacak bunalım. Burzum'da hapisten çıktı, tamam artık karanlık günlerde dinlenen Norveç Heavy Metal'i tek kurtuluşumuz olacak.

Geçen bi sinek girdi içeri, bu kadar ses olurmu arkadaş egzosu patlamış gibi. VOUZZZzzZZZ diye surround bir şekilde kafamın etrafında dönüyor. İşte o an Sincozz'u tasarlayanlara hak verdim.

Yukarıdaki sayko teyze hala kuş yemini koyduğu kabı kaldırmadı pencereden. Boyun kaslarımda hafif kasılmalar olmaya başladı, her an vileda sopasıyla o kutuya home run yapabilirim.

Birisine birşeyi kızarak söyleyeceksen ama çok da abartmayacaksan "Birader" kelimesi baya işe yarıyor Sabahın köründe camdan bi baktım, alt komşunun köpekleri ile ilgilenen bir tip var, gitmiş onca yer arasında bizim arabanın kaputuna oturmuş. Yeni boyattık ya direk bulmuş yani. "Birader oraya oturma dedim" camla aramda sineklik var ama, baktı göremedi, "Arabaya oturma BİRADER" dedim hemen kalktı toparlandı gitti. Bu sabah da köpekler dışarıda yine, Hesi ve beni görünce koştular üstümüze çamurlu ayaklarla atlamak üzerelerken, "Birader şu köpekleri tut atlamasınlar üstüme dedim" koştura koştura geldi tuttu. İyi lafmış bu birader. Emir kipinde kelime.

Resim çizmem lazım yine, çok tırtım bi heves ediyorum sonra unutuyorum başka şeyler cazip geliyor.

Blizzcon'a 3 gün kaldı. Tam bir nerd gibi ağzım açık bekliyorum çıkacak haberleri. Bitirdin beni Blizzard. Bir yardımsever beni şuraya yollasa ya.

İzleyicilerimden biri ayrılmış... Yavaşça yere kafamı eğip sonra duvar dibine gidip sırtımı duvara sürterek yavaş yavaş çökeceğim. Sonra uzaklara doğru dalmış şekilde yavaşça kafamı kaldırıp arkadan gelen saz sesiyle ve buğulu gözlerle "Anammm anammmmmmm, ne ettiniz banaaa" diye uzun hava çığıracağım.

Mim(Man in midnightblue)

Sevgili Aphraell beni mimlemiş. Mimlemeyeni mimlerler diyerek de hafif sitemli bir mesaj atmış;) Bir sonraki mim direk size o zaman Aphraell hanım:)

Kendimi meşhurlarla yapılan röportajlarda gibi hissediyorum sürekli benle ilgili sorulara cevap veriyorum mimlerde heheh. Yakında MTV'deki gibi evimi gezdireceğim, "that's my LCD, DVDs, I chill around here" (Her evde de aynı şeyi anlatıyorlar, be adam herkeste var dvd, Lcd mayıştan haber ver sen)

Bloguna neden bu adı verdin?

Fantastik dünyaları seviyorum, bu dünyada olmaktansa o dünyalarda yaşıyor olmayı yeğlerdim. Tabi Hesionka'da benimle beraber olacaksa:)Ayrıca yeğenim Semih ne zaman bize gelse ağabeyim ve benim bitmek tükenmek bilmeyen, oyun, çizgifilm, anime, çizgi roman arşivlerimize bakarak, Loreathan ve Cem'in fantastik dünyası derdi. Biraz da oradan kaldı.

Blog yazarken star tribiyle istediğin, olmazsa olmaz şeyler var mı?

Genelde blog yazarken sırtıma masaj yapan Ukrayna'lı bayan yardımcılarım oluyor, yoksa sırtım tutulur neme lazım ehu, yok yahu blog yazarken ne tribine gireceğim:)

En son satın aldığın " garip" şey?

Hmm, Hesi'de yazmış, tatile gitmeden yere atınca otomatik açılan tek kişilik plaj gölgeliği almıştım. Onun dışında Sincozz alacaktım da almadım vazgeçtim.

Şeker gibi bir insan olduğun anlar?

Evde dötümü yaymış bilgisayar oynarken veya diğer hobilerimi yaparken, haftasonu mutfakta kahvalti edip dergi okurken.

"Arkadaşım sormayın artık şunları !" dediklerin?

Dövmende ne yazıyor?
Kafandaki kızarıklıklar nedir?
E hiç yanmamışsın?
Kilo mu aldın?

"Seks"in sendeki rengi?

Kırmızı, siyah.

Aynaya baktığında gördüğün?

2 kocaman göz. Hesi der hep "Bu kadar göz olmaz Lorecim?" diye ama kendisi de öyle ki:D

"Kendini okutan blog" dediğin?

Kendini okutan blog, nazar değmiş olan blogdur, gider kendini bir hocaya okutur öff ne dedim yaa.
Reklamlara boğulmamış,
Beni çeken konulara sahip,
Türkçe'si mümkün mertebe düzgün(Ashkhitom, nhaber yha khızım gibi olmasın aman diyim), Küçücük fontlarla yazılmamış olmalı,
Her tarafından jelibon resimler, bebek resimleri, çiçek börtü böcek, komik olduğu sanılan gifler fırlamamalı,
Bunalım olmamalı(ya çok bunalımlar var, simsiyah background, garip gurup şiirler)
Döt acısı olan aşık tarafından yazılmış ve tamamen terkeden kişiye adanmış blog olmamalı.(Aman bunlar şiirler düzer, anlatırda anlatır, kelime oyunları bir takım tek cümleli başlıklar "Sen şöle böle acıdan bile çok acıttın" filan ama gerisi yok cümlenin üç nokta var sadece.

Herneyse bu tarz blogları ben okumam ama sevenleri de var, kendime göre söyledim.

Bu blog sahibi/sahibesiyle karşılaşabileceğimiz mekanlar?

Wagamama, Fang Fang(direk restorantlarla girdik millet de obez sanacak), Bağdat Caddesi, Istiklal Caddesi, Maltepe Carrefour(sineması en yakın bu var), Go mongo, Bağdat caddesi DNR'ları, Polenezköy Greenpark. Dragos sahil.

Bu mim Şizofren peri, Hera, Shenem, Bugra ' ya gitsin:)Ya mim için söz veripte unuttuğum biri varsa hatırlatsın lütfen onu da ekliyim.

17 Ağustos 2009 Pazartesi

MMO freakler için motivasyon posteri

MMORPG freakler için motivasyon posteri.


ÜMİT ET
Çünkü o senin 12. seviye Paladin'in hakkında anlatacaklarını duymak isteyebilir.

Greatest Freak Out Ever

Her ne kadar fake diyenler olsa da, bence bu eleman ciddi sinir hastası. Kardeşi de elemanın cinnet anlarını videoya çekiyor. Birkaç videosu var ama aşağıdakini görünce şirkette monitörün arkasına nasıl saklancağımı şaşırdım, kahkaha atmamak için suratım kıpkırmızı oldu, gözlerim niyagara şelalesi gibi aktı.

Bu macerasında elemanın annesi World of Warcraft hesabını kapatmış, kardeşi de tepkisini göstermek için odasına gizli kamera koyuyor.


Youtube videolarını açmaya çalıştığınızda "An error has occured" filan tarzı mesajlar alıyorsanız, DNS adresini değiştirmeniz lazım. Şurada resimli olarak anlatılmış.

İşte budur.

İçimin yağları eridi bu resmi görünce. (Edit: Sonradan montaj olduğunu öğrensem de konu ile ilgili düşüncemi değiştirecek bir durum yok) Helal olsun hatuna, nasıl da yasakların karşısına dikilmiş. İran'da bulunmuş ve halkın yönetimden olan şikayetlerine birebir tanık olmuş biri olarak, aşağıdaki görüntünün kaçınılmaz olduğunu ve ileride de süreceğine eminim. Malesef protestocular adaletsiz bir şekilde ve toplu halde yargılanıyor ama yine de vazgeçicek gibi gözükmüyorlar.


Çok güzel bir görüntü

Geçen gün kan aldırırken hemşire ile aramda geçen diyalog;

H-(Sağ kolumun iç tarafındaki elfçe yazı dövmesine bakarak)Çok güzel bir görüntü.

L-Kapalı alan olduğu için görüntü çok net çekmiyor yoksa daha bile güzel.

H-Efendim?(İyiki anlamadı, az sonra koluma iğne batırıp kanımı çekicek birisinin kendisi ile dalga geçtiğimi farketmesi benim için pek hayırlı olmazdı)

L-Yok bişi teşekkür ederim.


H-Ne yazıyor?(En çok karşılaştığım soru da bu. Okunmasını istesem neden elfçe yazdırıyim)

L-Yüzüklerin Efendisini biliyormusunuz?


H-Hayır?

L-İşte ondan birşey.(İğnenin batma hissiyle yüzümü buruşturarak ve ağzımda hafif geveliyerek böyle dedim. Yüzüklerin efendisini bilmiyorum diyince daha nasıl açıklama yapabilirim bilemedim. Oysaki Elf'leri anlatmanın en kolay yolu filmden örnek vermek olurdu.)

Mim aka(Mighty internet mouse)

Yine mimlenmişiz iyi mi:) ve yine sevgili mit mimlemiş.

En sevdiğim film?

Çok zor bir soru, hayranı olduğum o kadar çok film varki. Ama aklıma ilk gelen Yüzüklerin Efendisi serisi diyebilirim. Filmin çekimlerine başlanması aşamasından, adım adım sitesinde yayınlanan prodüksiyon haberlerine kadar(ki bu bugün atları eğitimi başladı filan gibi ufak haberler bile olsa) takip edip, sinemada izlemeye başladığımda heyecandan ne yapacağımı şaşırdığım bir seriydi. Kitapları önceden okumuştum ve filmler herşeyi aynen hayal ettiğim gibi yansıttı, bu yüzden de hoşuma gitmiş olabilir. Bu arada Arwen'in hastasıyız ehu:)


E
n sevdiğiniz yönetmen?

Guy Ritchie

En sevdiğiniz kitap?

Yüzüklerin efendisi serisi. Birkaç isim daha sayabilecek olsam herhalde Melekler ve Şeytanlar, Harry Potter serisi ve Warcraft evreni ile ilgili çıkmış olan serilerden, Son Bekçi, Arthas Rise of The Lich King derdim.

En sevdiğiniz ressam?

En sevdiğim değil belki ama, yinede sevdiklerim arasındaki John Howe Bunun dışında deviantart'ta çizimlerine hayran olduğum onlarca insan var.



En sevdiğiniz resim?

Şu resme bayılıyorum. Bir rüyadan kalan anıyı hatırlamak gibi hissettiriyor.

En sevdiğiniz fotoğraf?

Atina'dayken kendi çektiğim(reklama gel) şu aşağıdaki fotoğraf.



Ve ruh hastası düşünce tarzımla, önümdeki arabanın arkasında diğer eşyalarla beraber sıkıştırılmış kutunun, bağırıyor, yardım istiyor gibi gözüken ifadesini gösteren, ultra kötü kalitede cep telefonu çekimim. Çalışmanın adı Silent Scream, yersen. Benden sanatçı olur arkadaş. Tesis yok, makine olsa neler çekerim ben.


YARDIMMM EDİİİNNN!!!!!!

Evettt sıra mimlemeye geldi:D. Seni seçtim nora, Hesionka, Sycorox, Style by T

Tek kişilik boy band

Pazartesi sendromunu atlatmama birazda olsa yardımcı olan bu videoyu çeken arkadaşa müteşekkirim. 2. yetmedimi vakası.

O beyaz duş başlığı, duşun sesi, elemanın kendini paralayışı, arkadaki duş perdesinin desenleri, 1:37'de elemanın duvara isyankar vuruşu ve çıkan PoF sesi, sabah sabah 4. boyuta geçmeme sebep oldu.

Demekki herkes evde klip çekebilir, bir duş başlığınız ve küvetiniz olsun yeterli. Biraz azimle siz de yılın madarası olabilirsiniz. Bence eleman klibin sonunda duş perdesini isyankarca yırtsa ve küvetin dibine çökse efsane olurmuş. Çekimler uzarsa su parası biraz çok gelebilir tabi dikkatli olun. Yüreğimi dağladın arkadaş, tek kişilik arabesk boy band.

15 Ağustos 2009 Cumartesi

İngilizce bilmediğin çok belli

Geçen gün önümde giden arabanın plakası. English knowledge FAIL

Moai heykelinin gizemine şahit oldum

Başlığı gören de bilimsel araştırma yaptım onunla ilgili makale yazıyorum sanıcak, aslında benim yaşadığım gizem gayet tırt ama olsun.

2006 senesinde iş için Brezilyada fuara gitmiştim. Uçaktan indim ve bavulumu beklerken, bavulların geldiği banttan şu aşağıdaki Moai heykelinin yaklaşmakta olduğunu görerek dumur deryalarına daldım. Sadece o koca kafa bantta dönmeye başladı, işte o an Moai heykellerinin gizeminden daha büyük bir gizem yaşadığımı anladım. O kafa neden orada? Nasıl sığdırdınız onu oraya?Sahibi kim?



Meraktan bavulumu almış olmama rağmen orada onu kimin alacağını öğrenmek için bekledim. Kafa her tur atışında etraftaki herkesin kafası da onunla beraber bir ahenk içinde gittiği yöne doğru dönüyordu. Bir süre sonra asla öğrenemeyeceğim bu gizemi olduğu gibi bırakarak arkama bakmadan havalimanından çıktım.

14 Ağustos 2009 Cuma

Like a hot virgin(Safe for work korkmayın)


2000 senesinde Lions öğrenci değişim programı ile USA 'e gitmiştim. Yanında kaldığım aile değişiklik olsun diye Japon restorantına götürdüler. Bayağı eğlenceli bir yerdi, her masanın şefi ayrı ve oturduğunuz masanın önünde sacdan bir pişirme aparatı var, orada şef pişirdiklerini bazen hop diye havaya atıp ağzınızla yakalamanızı istiyor filan. Yemek sırasında baya bir sake içtim kaydım hafif. Hesap ödemeye yakın restorantın sahibi geldi herşeyi beğendiniz mi filan gibisinden muhabbet açtı. Aramızda şöyle bir muhabbet geçti.

R.Sahibi- "Hahah too much sakeee?"(Çok fazla sake mi içtin?)

Loreathan- "I liked sake, it almost tastes like a Turkish drink"(Sakeyi sevdim, neredeyse Türkiye'deki bir içecekle aynı tadda) **Sake rakıya çok benziyor tek farkı bazen ısıtılarak servis edilmesi.

R.Sahibi- "Glad that you liked it" (Beğenmenize sevindim)

Loreathan- "It's like a hot version" (Sıcak versiyonu gibi)

R.Sahibi- Birden heyecanlanarak "Ohhhhh like a hot virgiiiinnnn" (Aaaa ateşli bir bakireee gibiii) diyerek kıkırdamaya başladı.

hahahha zavallı Caponum, "Like a hot version" diyorum "Like a hot virgin" anlıyor:D

Bir anda sessizlik oldu, capon gülüyor ben sırıtıyorum kafa binbir zaten, USA'li aile cık cık cık der gibi sağa sola bakıyor. Güzel bir anıydı:)

Virgin filan yazdık şimdi garip garip tipler google'da arayıp bloga gelecekler, nerede lan virgin diye tırım tırım aranacaklar.

Evil Eye Reflector

Hesionka ile kendim için bir World of Warcraft item'ı hazırladım. Item sanal ama vermesini istediğim etki gerçek.



Bir tane de şöyle bir şey yaptım, isteyen alıp kullansın, "Binds when equipped" çünkü. Umarım Saadettin Teksoy gibi bende sonra "Bir sıcaklık geldi sakata gelmeyelim." "C-I-N dosyasını kapatıyorum" diye demeç vermem sonra ehu:D



İtem yapma sitesini gösterdiği için Lordspike'a teşekkürler.

Hayvanlı Kadın



Daha önceden Hesionka alt komşularımız anlatmıştı. Geçen gün üst komşu ile de ben muhattap olmak zorunda kaldım ki bu daha zararsız olmasına rağmen kafayı yemiş, hayvanlı teyzelerden. Aşırı hayvan sevgisi güdüp dünyadan kopmuş bir tip. Evde 2 tane kocaman sokaktan bulduğu köpek besliyor. Tamam kendi bilir besler, ama köpekler perişan halde, biri çok çok yaşlı ve hareket etmekte bile zorlanıyor. Böyle olunca da köpekleri asansörle indirip çıkarıyor. Asansöre binince de öğürmek zorunda kaldığınız anlar oluyor çünkü köpekler iğrenç kokuyor. Herneyse biz Hesionka ile merdiveni kullanıyoruz zaten sürekli.

Geçen gün yemeğimizi yemiş mutfakta otururken yukarıdan birşeyler yağdığını farkettim. Camdan dışarıya bir baktım garip birşeyler düşüyor üst pencereden. Kafamı indirip bizim camlara ve cam pervazına bakınca ortalığı kuş boku ve kuşlara koyulan yemek artıklarının götürdüğünü gördüm. Hayvanlar kendinde geçmiş bir yandan çırpınarak yemek yiyorlar bir yandan da kafamıza sıçıyolardı.

Herneyse yukarı çıktım kapı açıldı, içerisi karanlık, loş. Kadının saç baş dağınık gözler hafif çukurlara kaçmış. Yukardaki resmin biraz daha genci ve siyah saçlısı.Diyalog başladı

L- "Merhaba, cama kuşlar için yemek koymuşssunuz sanırım"
HK-"Evet yavrum koydum doğrudur" (hah doğrudur dediğine göre, koyarım ne var anlamında diyor, kibar mod takılalım)
L-"Anlıyorum ne güzel, yalnız bizim pencereler ve pencere pervazı batmış durumda, kuşlar mahvetmiş, yemek artığı ve kuş pisliği dolu her taraf."
HK-"Hemen ben gelip temizliyim"(anam noluyoruz diye bir adım geri attım)
L-"Yok Estafurullah, gerek yok ama lütfen cama yemek koymayın."
HK-"Birşey anlatıcam evladım, inanmassın hiç başıma böyle birşey gelmedi(bu sırada benm ağzın kenarı aha sıçtık dercesine bir gülümseme edasıyla hafif yukarı kalktı). "Geçen gün mutfakta yemek yapıyorum, tak tak bir ses, bir döndüm baktım bir martı, cama gelmiş benden yemek istiyor, acıkmış hayvan ve benim camıma gelmiş, ben buna nasıl seyirci kaliyim?"
L-"Anlıyorum martıyı kırmamak için yapmışssınız ama bu durumda bizi kırıyorsunuz"(gibi saçma bi laf çıktı ağzımdan)
HK-"Yok yavrum kırmam ama ben zaten kutu içine koyuyorum yemekleri Gel GEL bak içeri gel gösteriyim" merdivende bir adım daha geri attım, kadın içeriye doğru giderken kapıya doğru seslendim.
L-"Yok yok gerek yoooook anladım ben gördüm kutuyu zaten gerek yokk."Kadın geri döndü tekrar muhabbet devam etti.
HK-"Evladım ben o yemeği koymasam da kuşlar pisliyor"
L-"Biliyorum ama bu sefer şölene çevirmişler işi, aşağının halini görmeniz lazım, aşağı koysanız, bahçeye, martılar orayı da görür bence"
HK-"Yok yavrum olmaz öyle, dökülür gider orada" Benim sağ gözün kenarı seyirmeye başladı sinirle karışık gülme isteği uyanıyordu.
HK-"Ben gideceğim zaten yavrum"
L-"Nereye" banane aslında gidiyor işte ne güzel ama ağzımdan çıkıverdi.
HK-"Tatile gideceğim, eşim ameliyat oldu onun yanına"
L-"Tamam peki, ama ne olur o kutuyu oraya koymayın"
HK-"Kuru yem koyucam bu sefer söz" Kadın anlamamakta ısrar ediyordu
L-"Kuru mama koysan kuru mu sıçacaklar!!!, ağzıma sıçtın be kadın susss!!! kuşuna başlatıcaksın manyakkkk, oraya bir kuş sıçsınnnn, av tüfeği ile yukarı ateş edeceğim kuş muş kalmayacak" demedim tabi diyesim geldi sadece. Ateş etmem zaten asla bir hayvana zarar vermem, suç onların değil oraya yemek koyanın neyse.
L-"Kuru yem de koysanız farketmez, yine pisleyecekler"
HK-"Ne olur anlayın cocuğum ben böyleyim, hayvanları çok seviyorum, Allah'ın işi o martı onca yer içinde bana geldi, gideceğim zaten yakında"
L-"Lütfen bir daha kap koymayın, teşekkürler, iyi akşamlar"

Dedim ve sabah kalkıp işe giderken kadının camına baktığımda yine o kutunun orda durduğunu ve güvercinlerin bana bakarak "Hey lanet herif burası bizim bölgemiz, kıçını tekmeleriz , defol git yoksa arabana da sıçarız, dercesine yemek yiyişlerini gördüm". Sanırım yeni bir komşu macerası bizi bekliyor.

13 Ağustos 2009 Perşembe

Sincozz nasıl bir ürünün ismi olabilir sizce?

Az önce bir alışveriş sitesinde gördüm.



Tanıtımı da şöyle

Yaz ayının, keyif düşmanları artık size yaklaşamayacak!

Ürün Özellikleri

* Ürün raket şeklindedir ve kullanımı çok kolaydır
* Tutma sapındaki düğme açılarak sinek ve böceklerin ağa değmesi için raket hareket ettirilir (Backhand, forehand farkeder mi acaba?)
* Ölen haşereden geriye birşey kalmaz (Lightsaber mübarek)
* Elektrikli ağa dokunan her türlü haşerat anında ölür. (Yerde gezen böceğede mi raketle vurucam)
* Sinek ve böcek öldürücü asla koku yapmaz
* 2 adet AA kalem pil ile çalışır.(Piller Kutuya Dahildir)
* Raket boyu 46 cm, raket vurma yüzeyi 15 cm, boy 23 cm, en 4 cm

Tamam sinek, sivrisinek ben de sevmem de ne nefret yapmışlar arkadaş. Ürünün ismi efsaneymiş yani, Sincozz. Sinan adlı sevgilisi olan şımarık bir kızın seslenişi gibi de bir yandan. "Sincozzzzz, aşkitom bi sanye gelsheneee"

Another mim bites the dust

Bu mimlere başlık bulmakta zorlanıyorum, ilk aklıma bu geldi yazdım:)
Sevgili gn Hanım beni mimlemiş. Hiç mim almıyorum derken iki gün üstüste geldi mimler.

Gelelim mim'deki sorulara

Hangi şehirde yaşıyorsun?

İstanbul'da yaşamaya çalışıyorum

Mesleğin?

Azeroth'da savaşçı, dünyada yurt dışı satış temsilcisi.

Blog yazmaya başlama kararını nasıl aldın?

Önceden bana gereksiz geliyordu, sonra baktım duygularımı, düşüncelerimi, sevdiklerimi yazarak paylaşmak çok zevkli, ben de açayim bir tane dedim. İlk blogumu livejournal'da İngilizce olarak açtım ama sonra onu bırakıp Türkçe olarak blogger'dan devam ettim.

Ne kadar süredir blog yazıyorsun?

Bu blog için Şubat 2009'dan beridir diyebilirim. Livejournalda olan daha eski ama ne zaman açtım hatırlayamıyorum.

Blogunu hangi sıklıkla ziyaret edersin?

Valla tarayıcıda bir sekmede sürekli açık duruyor. Her gün diyebiliriz. Yorumları okumayı seviyorum ama genelde az yorum yapan oluyor. Daha çok yorum lütfen hehe:D

Pc açıldığında blogunu açmak kaçıncı sıradaki iştir?

Genelde gmail'den kontrol edip yorum varsa blogu açıyorum.

Başka bir blog sayfasında görüp aldığın birşey ya da gittiğin bir yer oldu mu?

Hmmm, görüpte gittiğim değil de, merak edip araştırdığım mekanlar ile ilgili hakkında bilgi bulduğum bloglar oldu.

Bloğunda hangi konulardan bahsetmek seni mutlu eder?

Genelde hoşlandığım konular olan oyun dünyası ve World of Warcraft, Anime, sinema ile ilgili konular, yaşadığım komik olaylar veya eleştirmek istediğim konular.

Bloglarda gördüğün diğer blog arkadaşlarını eklemekte seni cezbeden ne olur?

Yazdıkları konuların ilgimi çekmesi öncelikli etken. Bunun dışında beni izleyenleri de genelde izliyorum

Blog aracılığıyla para kazanma fikrine nasıl bakıyorsunuz?

Free cheese is found only in mousetraps. Bloglardaki reklamlardan hiç hoşlanmıyorum ve kendi bloguma da koymayı düşünmüyorum.

Blog arkadaşlarınla buluşma, biraraya gelme fikrine ne dersin?

Olabilir neden olmasın.

Bu soruları kimler cevaplasın?

Öncelikle beni dün mimleyen mit, Allegra'nde, Dynun, Eskiyleyeni, Missipipi

12 Ağustos 2009 Çarşamba

Mim(my insane moments...uydur)

Blogumun sıkı takipçilerinden sevgili mit beni mimlemiş.

İlk konu "Asla vazgeçemediklerimiz"

Öncelikle hayatımın anlamı ve asla vazgeçemeyeceğim ilk şey tatlı eşim Hesionka

Daha ilkokula başlamadan bilgisayar ve konsol oyunları ile haşır neşirdim. Atari 800XL, Commodore 64, Amiga 500, Amiga 500+, Playstation 1, Playstation 2, PSP ve 2 senede bir yenilenen bilgisayarlar ile tam bir oyun canavarıyım. Evet sanırım oyunlardan da asla vazgeçemem.

1996'dan beri internet kullanıcısıyım. Artık internetsiz kalınca hayatla olan bağlarımdan biri kopmuş gibi hissediyorum. Tatildeyken "Oh be bilgisayarsız, internetsiz ortam kafam rahat" diye takılırken, son gün otelden ayrılmadan PSP ve Iphone ile deli gibi internete bağlanmaya çalışmamdan anlaşılacağı üzere, internette asla vazgeçemediklerim arasına girmiş.

World of Warcraft'tan vazgeçemiyorum, zaman zaman ara versemde, tekrar oyuna dönüyorum. Sanırım gerçek dünyadan kopup sanal bir alemde yaşamak ara sıra iyi geliyor. Aslında bu asla vazgeçemeyeceğim anlamına gelmiyor, ama şu ara vazgeçemediklerim arasında denilebilir.

Blog yazmak da vazgeçemediklerim arasında listeye yeni girenlerden. Gerçekten insanlarla düşüncelerimi, sevdiklerimi, güldüklerimi paylaşmak ve onların da fikirlerini almak çok hoşuma gidiyor.

İkinci konu "Kişisel Sorular"

"Neden Blog Yazarsınız"

"Ya millet niye blog yazıyor, ne gerek var" diye konuşan biriyken, önce livejournal'dan sonra blogger'dan iki farklı blog açarak blog canavarına dönüşen bendeniz, hemen yukarıda bu sorunun cevabını vermiştim. İnsanlarla düşüncelerimi, sevdiklerimi, güldüklerimi paylaşmak ve onların da fikirlerini almak çok hoşuma gidiyor.

"Son zamanlarda hiç vakit ayıramadığınız bir uğraş?"

Dün de yazdığım üzere ben bir Slacker'ım. Yapmak istediğim çok şey oluyor ama bunlar arasında kaybolup gidiyorum ve sonuçta hiçbirini yapmamış oluyorum. Resim çizmeyi severdim, seviyorum hala ama en son bir ay önce gaza gelip birşey çizdim, sonra yine boşladım. İşten eve dönünce ne yapacağımı bilemiyorum, film mi izlesem, oyun mu oynasam, resim mi çizsem filan derken genelde resim çizmek sonuncu opsiyon oluyor be hep eleniyor.

"Şu an için imkanınız olsa gerçekleştireceğiniz hayaliniz?"

Genelde bir çok kişi buna dünyayı gezmek olarak cevap vermiş. Ben işim gereği sürekli farklı ülkelere gidiyorum bu yüzden benim hayalim bu değil. Ben herhalde yurtdışında bir okuldan güzel sanatlar fakültesi mezunu olup bir illüstratör veya 3D animatör olmak isterdim.

"Hayatınızda iyi ki yapmışım dediğiniz üç şey?"

Hesionka ile evlenmiş olmak

Üniversite okumuş olmak

Blog yazmaya başlamış olmak

"Mutfakta en sevdiğiniz uğraş nedir?"

Mutfakta en sevdiğim uğraş, Pazar kahvaltisi yemek ve Sponge Bob izlemektir hehe:D

"En sevdiğiniz üç yemek?"

Köfte patates

Sosis Patates

Patatesli Patates lol:D

"Giyim konusunda abarttığınız eşya?"

Nasıl yani?Tshirtü 5 beden büyük giymek filan mı?Nasıl abartacağım:D?

"Çocuklarınıza nasıl hitap edersiniz?"

Çocuğum yok henüz olunca ismi ile hitap ederim herhalde. Onun dışında "tostos, zuzu" gibi şeyler de söylerim herhalde:)

"Sizi anlatan bir resim"



Evettt son olarak bu iki konu ile ilgili mimlediklerim. SENI SEÇTİMM Hesionka, * ஐ * : ) STİL DİREKTÖRÜ ( : * ஐ * , Sibelinsu, La Santa Roja

11 Ağustos 2009 Salı

Gore reklam jingle'ı

Herhalde herkes artık Danino'nun o meşhur reklamını izlemiştir ve birçok blogda da aynı konuya değinilmiş. Bu nasıl bir gore reklam jingle'ı arkadaş. "Danino'nun kafasını, doldur vee donduuuuuuurrr". Bir de reklamda yanlış hatırlamıyorsam zavallı dinazor kendisinin kafasını alacaklar sanıyor "Ha ben değilmişim" filan gibi birşey diyor. Yanlış mı hatırlıyorum?Yoksa ben onu rüyamda kabus olarak mı görmüştüm unuttum.

Konu ile ilgili düşüncemi aşağıdaki kolaj ile özetlemeye çalıştım, buyrun.



Edit: Yorumlarda sibelinsu uyardı, sanırım orjinali kalıbını dondurmuş, kafasını anlıyormuşum ben, bilinçaltında nasıl bir manyaksam. Ama olsun kalıpta olsa kafayı dolduruyoruz donduruyoruz. Bence orjinali kafaydı sonra tepki gelince değişti jingle, hı-hı evet değişti.

I am a slacker babyyy so why don't you kill mee.

Urban dictionary'ye bakınca gördüm ve anladım ki ben bir Slackerım. Slackerın tanımlaması şöyle geçiyor

"A slacker is someone who while being intelligent, doesn't really feel like doing anything. A good example would be someone who gets B's and A's, while doing absolutely nothing other than playing video games on occasion."

Aynı ben işte, üniversite sınavına zerre çalışmamış son bir iki ay biraz test çözüp hazırlanmış biri olarak ilk senemde kazanmıştım. Üniversite'de birçok kişi gibi son dakikada sınavlara çalışır ama yine de başarılı olurdum.

Yine de gençlerimize slacker olmayı tavsiye etmiyorum.


Imma slacker, never did I have a lot of dough
Imma slacker, smoking pot and watchin' videos
Imma slacker, go whichever way the wind blows
Those just tuning in I'm just letting' ya know
Imma slacker, every time I take a look around
Imma slacker, stuck upon my face is a frown
I don't do enough, I just fool around
Ya'll can go to hell, how does that sound

Darth Vader being a smart ass

Tatil bitti, döndük, bugün Salı, henüz tam iş moduna girebilmiş değilim. Blog yazma moduna da giremedim, neyse açılırım bugün yarın.

Hesionka benden önce davranıp tatilin özetini yazdı , ben de kendime göre bir iki şey yazarım yakında. Ama öncelikle ne zaman izlesem kahkaha ile güldüğüm aşağıdaki videoyu paylaşmak istedim.

 
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...