Bazen bazı filmleri izledikten sonra, gerçek olmalarını veya keşke bir süreliğine gerçek olsalar ve ben de orada olabilsem diye istediğim oluyor. Bana en son bu durumu yaşatan film Underworld 3 oldu. Filmi gerçekten çok beğendim. İlk iki filme göre hikayeye daha çok ağırlık verilmiş, katıksız aksiyon değil.
Herneyse, böyle fantastik kuntastik evrenleri ve çağları çok seviyorum, neden şöyle bir orta dünyada veya başka fantastik ortamlarda doğmamışım dediğim çok oluyor. Geçen gün işten dönüşte arabayla Maltepe/Başıbüyük'ten geçerken(nerede orta dünya nerede Başıbüyük) ormanlık alanda, tepede ağaçların arkasından ay göründü, ormanın tepe kısımları da hafif sisliydi, tam bir Underworld ortamı yani:D Hayalgücümü çalıştırıp ormanda kurtadamlar tarafından kovalandığımı ve kılıcımla kendimi savunduğumu düşünmeye başladığım anda 2 senedir bir türlü bitirilemeyen ve biryerini yaptıkça diğer tarafı bozulan yoldaki çukurlara girmeye başlayıp gerçek hayata döndüm. Yol biraz tıkanınca tekrar arkama bakıp ormanı bir süre daha izledim. Gerçekten muhteşem bir manzaraydı benim için. Arada bir böyle çevrenin farkına varıp detayları inceleyince, insan hayatın rutinliğinden kurtuluyor gibi hissediyor kendini.
Radiohead'in bir şarkısı var "How to disappear completely", sözleri olsun müziği olsun çok seviyorum.
i go where i please
i walk through walls
i float down the liffey
i'm not here
this isn't happening
i'm not here, i'm not here
in a little while
i'll be gone
the moment's already passed
yeah, it's gone
i'm not here
this isn't happening
i'm not here, i'm not here
strobe lights and blown speakers
fireworks and hurricanes
i'm not here
this isn't happening
i'm not here, i'm not here...
2 yorum:
dakika 1, radiohead 1.. skor vermiş gibi olmiyim ya, demeye çalıştığım bloguna girip bunla karşılaşınca sevindim, amanın cenk de radyokafaymış dedim =)
hail to the blogger o zaman..
aa kim gelmiş selam ^_^
Ya radyokafaydım tabi unutmuşsun:)
Yorum Gönder